| ve tüm amaç ve gayeleri ülkeden dışarı atmaktı, o yüzden evet. | Open Subtitles | كانو بسبب كل النوايا والأغراض مطاردين في هذه البلاد , اذن نعم |
| Görünüşte, Simon Elder'ın tüm amaç ve arzusu Patrick'e bütün danışmanlık hizmetini sunmak. | Open Subtitles | بالشكل الظاهري لكل النوايا والأغراض سايمن ايلدر يخدم باتريك بشكل ما يشمل القدرة على الدفاع |
| Burası kontrol odası bütün niyetler ve amaçlar için, şehrin merkezi. | Open Subtitles | ...هذه هي غرفة التحكم لكلّ الأهداف والأغراض فهي مركز المدينة العصبي |
| Sırf paramızı ve eşyalarımızı almak için bizi kullanıyordun demek, ha? | Open Subtitles | لقد كنت تستغلنا من أجل المال والأغراض التي في المنزل؟ |
| ve az önce kırdığın çömleği falan parasını çıkarıyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الوعاء والأغراض التي كسرتها |
| Bagajlar ve kişisel eşyalar güvenli şekilde yüklenir yüklenmez havalanacağız. | Open Subtitles | حالما تكون الحقائب والأغراض الشخصية، مخزنة بأمان. |
| Gücü sayesinde dokunduğu kişilerin ve eşyaların hafızasına erişebilir. | Open Subtitles | قدرتها هي استخلاص الذاكرة من البشر والأغراض الماديّة. |
| Tüm o fotoğraflar ve şahsi eşyalar başka kim bunca yıldır bunu yapar? | Open Subtitles | كل هذه الصور، والأغراض الشخصية من غيره سيفعل هذا طوال هذه السنين؟ |
| Oyuncak ve ıvır zıvırla dolu bir oda hatırlıyorum. Penceresi bile yoktu. | Open Subtitles | أذكر غرفة بلا نوافذ مترعة بالدمى والأغراض |
| Joe. Kimlik saptanması ve güvenlik amacıyla DNA örneği alınacak. | Open Subtitles | عيّنة حمض نوويّ ستُؤخذ منك لتعيين الهويّة والأغراض الأمنيّة. |
| Kıyafetler ve şahsi eşyalar kutuya. | Open Subtitles | الملابس والأغراض الشخصية في سلة المهملات. |
| Bu, taş devri döneminde atalarımızın, dünyada çevremizde bulunan taş ve çubuklardan araç ve diğer aletler yaptıkları sürece benzer. | TED | هذا شبيه بالعملية التي كان أسلافنا في العصر الحجري يستخدمونها لصناعة الأدوات والأغراض الأخرى من القضبان والأحجار التي نكتشفها في أنحاء العالم. |
| Oğlum, benimle ilgili bütün istek ve amaçlarından vazgeçti. | Open Subtitles | ابنى بجميع المقاصد والأغراض تخلى عنى |
| Farkında mısın Teğmen, eğer başaramazsak tüm niyet ve amaçlar... | Open Subtitles | حضرة الملازم ، أدركِ في حال إذا لم ننجح إذن ذاك في جميع المقاصد والأغراض .... |
| Yani, çiçekler ve diğer şeyler.. | Open Subtitles | أعني, الزهور والأغراض |
| Kız bütün araştırmaları, mektupları ve diğer şeyleri büyük-büyükbabasından almış, Dalton'dan. | Open Subtitles | ورثت كلّ تلك الأبحاث والخطابات والأغراض من والد جدها (دالتون). |
| - Arama izninde Kim Foster, Linda Russo ve diğer 6 kurbana ait hususlar, ipler ve üniformalar yer alıyor. | Open Subtitles | -قوائم المذكّرة كالحبال الشرطة ، والأغراض الشخصية الأخرى التي تخصّ (كيم فوستر) و(ليندا روسو) ، والستة الآخرين من ضحايا القاتل الثلاثي |
| İç çamaşırı ve tatlı vücut boyası aldım. | Open Subtitles | الملابس الداخلية والأغراض... |
| Bazı kitaplar ve eşyalar. | Open Subtitles | -بعض الكتب والأغراض . |
| Giysi falan var. Emin ederim. | Open Subtitles | فقط بعض الثياب والأغراض أقسم لك |