| Musu derse geldğinde öğretmenleri kağıt tahta ve kalemler kullanmak zorunda. | TED | وحين تذهب موسو للتدريب، تجد معلميها وهم لايزالون يستعملون السبورات الورقية والأقلام. |
| Elma suyunu aldık. Biz kalemleri ve sayfaları bir köşeye koyalım. | Open Subtitles | ،ونشرب عصير التفاح ونضع الأوراق والأقلام على الطاولة |
| Yatağını pencerenin yanına koyacağız, ...elma suyunu aldık, kağıt ve kalemleri masanın üzerine koyacağız. | Open Subtitles | ونشرب عصير التفاح، ونضع الأوراق والأقلام على الطاولة |
| Başvuru formları ve kalemler tezgâhın üzerindedir. Kalemleri çalmayın. | Open Subtitles | الأوراق والأقلام الرصاص على البار لا تسرق أقلام الرصاص. |
| TWA ekipman ve sermayesine karşılık kredi al. Uçakları teminat olarak kullan. Masaları, kalemleri, ne varsa kullan. | Open Subtitles | ارهن الآلات ورأس المال الطائرات والمكاتب والأقلام وكل شىء |
| Yazıcıdan biraz kağıt ve kalem getir. Hikayesini yazacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | أعط بضع الأوراق والأقلام للكاتب يبدو أنه سيكتب سيرته الذاتية |
| Eğer kendimizi bir şarkıyı su şişesi, kalem, fermuar ve kim bilir başka neyle çalmaya itersek herkesin nasıl birlikte çalışacağını hayal et. | Open Subtitles | وتخيل كيف نستطيع جعل الجميع يعملون معاً إذا ضغطنا على أنفسنا لغناء أغنية بلا شيء غير قارورات الماء والأقلام وسحاب، |
| Bu bloknotların ve kocaman kalemlerin sebebi bu. | Open Subtitles | هذه فائدة الدفاتر والأقلام |
| Başvuru formları ve kalemler tezgâhın üzerinde. | Open Subtitles | الأوراق والأقلام الرصاص على المكتب . |
| Pardon, ben ve kalemler... | Open Subtitles | أسف، أنا والأقلام |