| Ben ahıra girip Sorunlar kaybolana kadar onları idare edebiliyorduk. | Open Subtitles | بامكاننا البقاء حتى ادخل انا الى الحظيرة والاضطرابات تختفي |
| Tüm sorunlular yaşayacak ve Sorunlar sonsuza dek yok olacak. | Open Subtitles | كل المضطربين سوف يحيون والاضطرابات سوف ترحل إلى الأبد |
| İnceler, Sorunlar, çekilmez hava... | Open Subtitles | أو المتاعب والاضطرابات والطقس لايطاق |
| Salem'de cadılar yoktu. Burada da Sorunlar yok. | Open Subtitles | الساحرات في مدينة سايلم والاضطرابات هنا |
| Sorunlar, en kötü korkularımızı açığa çıkarma eğilimi gösteriyorlar. | Open Subtitles | والاضطرابات تميل لجلب اسوأ مخاوفنا |
| "Depremler ve kıtlık ve Sorunlar olacak." | Open Subtitles | تذكر ما قاله لنا. "سيكون هناك الزلازل والمجاعة والاضطرابات." |
| - Sorunlar aileden gelir. | Open Subtitles | والاضطرابات تفعلت في العائلة |
| Sorunlar bir cezalandırma değil. | Open Subtitles | والاضطرابات ليست عقابا |