| Babanın her söylediğini yaparsan bundan canlı çıkabilirsin. | Open Subtitles | يجب عليك عمل ما يأمرك به والدك في كل مره يأمرك فأنت تسلم من المخاطر |
| Ah, saate bak. Babanın işi bitmiştir. Onu almam gerekti. | Open Subtitles | أنظر إلى الساعة، والدك في عمله ومن المفترض أن أذهب إليه |
| Geçen akşam Babanın partisinde yanında olan çıtırı düşün sen. | Open Subtitles | فكّر بشأن ذلك الضغط الصغير الّذي كان لديّك في حفلة والدك في اللّيلة الأخرى. |
| - Bizim Michigan'a bir kuyunun içindeki babanı ziyarete gideceğimizi düşünüyorlar! | Open Subtitles | , أنهم يعتقدوا أننا ذاهبون الي ميشيغان لزيارة والدك في البئر |
| Efendi Rich, babanız yaptığı geziden eve dönmüş bulunmakta. | Open Subtitles | سيد ريتشي, والدك في البيت عاد من رحلة السفر. |
| Babanın hücre arkadaşıyla ilgili. | Open Subtitles | حسناً للأمر علاقة بشريك والدك في الزنزانه |
| Görüyorum ki Babanın poker oyunlarından epeyce şey kapmışsın. | Open Subtitles | أضن أنك تعلمت شئ من والدك في لعبة البوكر دوماً , دع الرهان كبيراً عندما تخادع |
| Valilik beni görmek istiyor,Babanın senatodaki sandalyesi ile ilgili . | Open Subtitles | إن مكتب الحاكم يريد رؤيتي. هناك أمر ما عن مقعد والدك في مجلس الشيوخ. |
| Babanın donanmadayken çekildiği hariç. Onun faydası oluyor. | Open Subtitles | باستثناء صورة والدك في البحرية فهي تساعدني |
| Pacific Bluff sitesi ev sahipleri anlaşmasına göre, bir sörf tahtası Babanın başına bela açmaz. | Open Subtitles | مع اصحاب منازل المحيط الهادئ لانريد ان نعين والدك في مشاكل مع مجلس الادارة |
| Babanın mirasının Bu iki palyaçonun eline geçmesini mi istiyorsun? Bu sadece uzun bir yoldaki Bir sapma. | Open Subtitles | هل تثق بوضع موروث والدك في يد هؤلاء المهرجين ؟ هذا مجرد منعطف في رحلة طويلة جداَ |
| Ayrıca, televizyonda Babanın başka adamlar tarafından dövülmesini görmek istemezdin, değil mi? | Open Subtitles | بالإضافة أنت لا تود أن ترى والدك في التلفاز |
| Babanın içkilerini döküp boşalttığın zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر يوم صببت مشروبات والدك في مصارف الامطار؟ |
| Hey, Sander. Dün gece Chatroulette'te Babanın çükünü gördüm. | Open Subtitles | يا ساندرز لقد رأيت عضو والدك في الشـات البارحه |
| Babanın neden beni öldürmeni istediğini hiç söylemedin. | Open Subtitles | مهلاً لم تخبرني لما كان يرغب والدك في قتلي ؟ |
| Bu askerler Babanın dünyanın dört bir yanına konuşlandırdığı paralı asker ağını temsil ediyor. | Open Subtitles | يمثل هؤلاء الجنود الشبكة العالمية للمرتزقة التي نشرها والدك في كل أنحاء العالم |
| Birisi Babanın Grayson Global'deki kontratıyla ilgileniyor. | Open Subtitles | هناك شخص مهتم بعقد والدك في غرايسون غلوبالز |
| Ben babanı yatırayım. Bu akşam onun için yorucu geçti. | Open Subtitles | سأضع والدك في الفراش هذه كانت ليلة كبيرة عليه |
| babanı başka bir yerde saklamak yerine Goldmember 1975'te saklanıyor, böylece... | Open Subtitles | بدلا من اختفاء والدك في مكان ما فإن العضو الذهبي مختبىء في عام 1975 |
| babanız bodrumda duvara yazmış, sonra da üstünü boyamış. | Open Subtitles | كتبها والدك في الطابق السفلي على الحائط ، ثم رسم أكثر من ذلك. |
| babanız geçen hafta bir uçak kazasında ölmüş. | Open Subtitles | لقد توفي والدك في حادث طائرة الأسبوع الماضي. |