| Yani, kurtlar ve sinekler... O kadar hızlı nereden geldiler? | Open Subtitles | لا ادري اقصد الدود والذباب من اين اتى بهذه السرعة |
| Kutsal Topraklar'da on yıl sinekler ve yılanlar tarafından ısırıldık vahşilerce katledildik, bozuk şarapla zehirlendik kadınlar tarafından küçük düşürüldük, ateşler içinde kıvrandık ve bunların hepsini Tanrı'nın haşmeti adına yaptık. | Open Subtitles | عشرة سنوات في الأرض المقدسة أُصاب بعض الأفاعي والذباب اذبح من قبل الهمج واسمم بالنبيذ السيئ |
| Elleri arkasından bağlıydı. Üstünde sinekler uçuşuyordu. | Open Subtitles | يداه كانتا مقيدتان خلفه والذباب يدور حوله |
| Bilemiyorum. Yani, kurtçuklar ve sinekler. | Open Subtitles | لا ادري اقصد الدود والذباب من اين اتى بهذه السرعة |
| sinek ve solucan gibi bazı küçük hayvanlar, kendi hücre bölünmelerinin çalışma şekliyle sınırlıdır. | TED | بعض الحيوانات الصغيرة مثل الديدان والذباب هي أيضًا محدودة بميكانيكا انقسام الخلايا. |
| Bir haftalık, sinek garnitürlü köfte! | Open Subtitles | ألف يرقة برغر مع كل شيء عليها ، والذباب على الجانب |
| Bahçede bir kadın vardı ölüydü ve yüzünde sinekler uçuşuyordu. | Open Subtitles | امرأة، كانت داخل الساحة. ميتة والذباب يملأ وجهها. |
| Böcek aktivitesi olarak da, oradaki böcek ve sinekler buradakilerle aynı olmalı. | Open Subtitles | يا جماعة، فيما يخص نشاط الحشرات، سنتعامل مع نفس الخنافس والذباب التي نملكها هنا. |
| Çöp, sinekler ve kötü grafiti dışında bir şey yok. | Open Subtitles | فيما خلا النفايات والذباب وبعض الرسومات الجداريّة. |
| sinekler saldırmak için bu çocuğu mu seçtiler yani? | Open Subtitles | والذباب يختار لمهاجمة هذا الولد؟ لماذا؟ |
| Bu yenmeyen yumurtalar, rekor sayıda yavru kurbağaya dönüştü ve sonra bunlar kıyıya vurarak öldü. - Doğru. Küçük param parça kurbağa cesetlerine bitler ve sinekler dadandı. | Open Subtitles | الضفادع الميتة جلبت الجراد والذباب الجراد به مرض قتل 70% من المصريين |
| Yenilmeyen bu yumurtalar rekor sayıda yavru kurbağa çıkarmış sonradan karaya çıkıp ölmüşler. - Doğrudur. Çürüyen kurbağa ölülerine bit ve sinekler üşüşmüş. | Open Subtitles | الضفادع الميتة جلبت الجراد والذباب الجراد به مرض قتل 70% من المصريين |
| Alt tarafları bu için dışa çıkması durumundayken sinekler de etraflarını sarıyordu. | Open Subtitles | كان منظر مخيف والذباب يحوم عليهم |
| Sonra da sivrisinekler, kurtçuklar ve sinekler ortaya çıkar. | Open Subtitles | ويأتي دور الباعوض واليرقات والذباب. |
| Burası sinekler ve kurtlarla dolu. | Open Subtitles | إنه مليء بالحشرات والذباب! |
| "Evinizi bastıysa böcekler, doldurduysa sinek ve örümcekler." | Open Subtitles | إذا كان غمر بيتك بق، ومتلىء بالعناكب والذباب أو البعوض |
| Victoria gösterişli bir midilli, Harry üç ayaklı katır hem de kıçında sinek uçuyor. | Open Subtitles | ،فيكتوريا خيل استعراض هاري بغل له ثلاث أقدام والذباب يغطيه |