| Fakat birçok kişi bunu para, güç ve seyahat için yapıyor. | TED | لكن الكثير من الناس دخلوا العلم من أجل المال والسلطة والسفر. |
| Ama erkek gibi davransa da babasının onun tek başına seyahat etmesine izin vermeyeceğini biliyordu. | TED | لكن هي تعلم ان والدها لن يسمح لها بالذهاب والسفر وحدها حتى لو كانت تتظاهر انها فتى |
| Müşterilerimiz kredilerini aile harcamaları, acil durumlar, seyahat harcamaları ve işlerine yatırım yapıp büyütmek için kullandılar. | TED | وقد استخدم عملائنا قروضهم في تغطية المصاريف العائلية، حالات الطوارئ، والسفر والإستثمار مرة أخرى في تنمية أعمالهم. |
| Vahalar olmasaydı Taklamakan'da yaşam ve yolculuk yapmak imkânsız hale gelirdi. | Open Subtitles | بدون واحات، لاتوجد حياة في الصحراء والسفر سيكون مستحيل. |
| İsyancılar Xiangyang'dan dışarı ne olursa olsun çıkmıyorlar, sadece ticaret ve yolculuk için çıkıyorlar. | Open Subtitles | المتمردون لم تطأ أقدامهم "ولو مرة واحدة خارج "شيانجيانج لأي غرض. سوى التجارة، والسفر |
| Seks ve seyahatten hoşlanır mısın? | Open Subtitles | الخيار الثاني ، أنت تحب الجنس والسفر |
| - Seks ve seyahatten hoşlanır mısın? | Open Subtitles | هل تحب ممارسة الجنس والسفر ؟ |
| Azalmış nüfus elektrik, gıda, seyahat, binalar ve diğer tüm kaynaklara olan talebin azalması anlamına gelir. | TED | هذا الانخفاض في عدد السكان يعني انخفاض الطلب على الكهرباء والغذاء والسفر والمباني وجميع الموارد الأخرى. |
| Birdenbire, her türlü ulaşım, seyahat ve bilgi mümkün oldu ve bu da, bu adı vermeyi seviyorum, bürokratik çağı doğurdu. | TED | فجأة ، جميع أنواع النقل والسفر ومعلومات باتت ممكنة وهذا أنجب ما يحلو لي أن أسميه ، عصر البيروقراطية. |
| Hey, seninle seyahat South Beach Diet'inden iyi. | Open Subtitles | والسفر معكم افضل من حميه الشاظىء الجنوبي. |
| Rezil işimden istifa edip, elimden geldiğince çok seyahat etmek istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ أن أترْك عملي والسفر بقدر ما أستطيع |
| İşte bunlar bedenlerinin dışına çıkabilme kabiliyetine sahip insanlar ve astral formda farklı mekanlara seyahat ediyorlar. | Open Subtitles | كما تري, هؤلاء أشخاص مع قدرات للرحيل عن جسمهم الطبيعي والسفر لأماكن مختلفة في حالة وهمية. |
| Bronzlaşma salonları, pahalı ameliyatlar ve tropik bölgelere seyahat. | Open Subtitles | دباغة الجلد، جراحة اختيارية باهظة الثمن، والسفر إلى المناطق المدارية. |