| "Kızıl saçlı kadın sıkılmış görünüyordu". "Babcock sustu". | Open Subtitles | وبدت المراة، ذات الشعر الأحمر، عصبية، وتوقف بابكوك عن الكلام |
| Onu en son noelde gördüm. İyi görünüyordu. Biraz yorgundu. | Open Subtitles | رأيتها عطلة الكريسمس وبدت مرحة ربما متعبة قليلاً |
| kız vücudunu halıya sarmış. Ve öyle masum görünüyordu ki, | Open Subtitles | وغطّت العاهرة حلماتها بالدّثار، وبدت بريئة المظهر |
| Ve bu da evden kaçmam için tek yol gibi görünüyordu. | Open Subtitles | وبدت كأنها الطريقة الوحيدة للهروب من المنزل |
| Bu, şimdiye kadar görmüş olduğum, normal uçuşlardan biri değildi, bir hava alanında, önünde mavi logo bulunan bir uçak görmüştüm ve o uçak sanki-- o alana ait değilmiş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | فى أى مطار ، لقد كانت طائرة ذات شعار أزرق فى المقدمة وبدت كما ولو أنها لا تنتمى إلى هذه المنطقة |
| Çok üzgün görünüyordu. Bir şeyler söylemem gerekirdi öyle değil mi? | Open Subtitles | وبدت تعيسة، أعني، توجّب عليّ قول شيء ما، أليس كذلك؟ |
| Oraya vardığımda senaryo okuyordu. Üzgün görünüyordu. | Open Subtitles | عندما وصلتُ إلى هناك، كانت تقرأ سيناريو، وبدت منزعجة |
| Bir defasında çiftlik işine girdim. İstediğim hayat gibi görünüyordu. | Open Subtitles | ذات مرة أنشأت مزرعة وبدت لي أن هذه هي الحياة التي أريدها |
| Ama son gün nefes almakta çok zorlandı ve çok da korkmuş görünüyordu. | Open Subtitles | لكن في ذلك اليوم الاخير تنفسها اصبح مجهدا جدا وبدت خائفة جدا |
| Bugün bir kadın ile tanıştım, ...ve her şeye sahipmiş gibi görünüyordu ama hakikatte öyle değildi. | Open Subtitles | التقيت هذه المرأة اليوم، وبدت مثل انها كل ذلك معا، ولكن الحقيقة هي أنها لم تفعل ذلك. |
| Donna az önce buradaydı ve oldukça üzgün görünüyordu. | Open Subtitles | دونا مرت من هنا وبدت زعلانه جدا |
| Ama senin nişanlı olduğundan bahsettim ve senin adına sevinmiş görünüyordu. | Open Subtitles | لكنني أخبرتها أنك خاطب, وبدت سعيدة لك. |
| M.J'e bakması bugün bitti ama biraz üzgün görünüyordu. | Open Subtitles | كانت تجالس إم جي اليوم وبدت مستاءة جدا |
| Onu buradan giderken gördüm ve çok üzgün görünüyordu. | Open Subtitles | رأيتها تغادر اليوم وبدت غاضبة للغاية |
| O ve Sy birbirlerine son derece aşık görünüyorlardı. Teyzem de mutlu görünüyordu. | Open Subtitles | هي و(ساي) بديا واقعين في الحب وبدت هي سعيدة |
| O gece eve döndüğümde Hannah'ı seyrettim. Öyle masum görünüyordu ki. | Open Subtitles | ذهبت لمنزلي ذلك اليوم ونظرت إلى (هانا) وبدت كالملاك |
| Çok mutlu görünüyordu. | Open Subtitles | وبدت سعيدةَ جداً. |
| Tamamen ölü görünüyordu. | Open Subtitles | وبدت ميتة تماما |
| Tamamen ölü görünüyordu. | Open Subtitles | وبدت ميتة تماما |
| Tamamen ölü görünüyordu. | Open Subtitles | وبدت ميتة تماما |