| Size birkaç mektup gönderdim ve telesekreterinize bazı mesajlar bıraktım. | Open Subtitles | أرسلتُ لكِ بعض الخطابات وتركت بعض الرسائل في الآلة المجيبة |
| Arabasına bir not bıraktım. Web sitesini kontrol etmesini söyledim. | Open Subtitles | وتركت ملاحظة على سيارته قائل بها أن يتفقد الموقع الالكتروني |
| Ama ben geri dönüp ambulansı yoldaki reklam panosunun arkasında bıraktım. | Open Subtitles | ولكني عُدتُ بكِ هنا وتركت سيارة الإسعاف خلف لافتة إعلانات بالطريق |
| Birşey almak için dışarı çıktı ve kapıyı açık bıraktı. | Open Subtitles | خرجت للحصول على الشيء وتركت الباب مفتوحا. |
| Kuş beyinli karım gitmiş ve kapıyı yine açık bırakmış. | Open Subtitles | زوجة البازلاء في الدماغ ذهبت وتركت الباب مفتوحا مرة أخرى. |
| Kesin bir emrime uymadın ve bu kızı yalnız bıraktın. | Open Subtitles | عصيت الاوامر الموجه لك وتركت الفتاه لوحدها |
| Diğer evine. Kapının kilidini açık bıraktım. İçkisine hap attım. | Open Subtitles | بيته الآخر وتركت الباب غير مقفل ووضعت قرصاً في مشروبه |
| Evet, hamile kaldım, Peter, ve oradaki özel yerimizde ona bununla ilgili bir not bıraktım, ve bir daha ondan haber almadım. | TED | نعم فعلتها يا بيتر، وتركت له مذكرة حيال الأمر في مكاننا الخاص هناك، ولم أسمع عنه بعدها. |
| Sonra senin dairene geri döndüm ve giysiyi öteki çamaşırlarla bıraktım. | Open Subtitles | ثم عدت الى شقتك وتركت الفستان مع باقى الغسيل |
| Onları bir ağaca bağladım ve bir torba köpek maması bıraktım. | Open Subtitles | ماذا تظن ؟ ربطتهما إلى شجرة وتركت قربهما كيس طعام يزن 5 باوندات؟ |
| Otelde küçük bir anlaşmazlık. Çağrı cihazımı orada kefalet için bıraktım. | Open Subtitles | مغامرة بسيطة في الفندق وجب علي التحرك سريعاً وتركت جهاز النداء هناك |
| Bendim. Görev bölgemi terk ettim ve kapıyı açık bıraktım. | Open Subtitles | لقد كان انا لقد تركت مكاني وتركت الباب مفتوحا |
| Sonra bir gün bir adamla tanıştı ona aşık oldu ve işi bıraktı. | Open Subtitles | ثم فى أحد الأيام قابلت رجل ووقعت فى حبه وتركت العمل |
| Oh, hayır. Çılgın yaşlı bir teyzem vardı, ölünce bana bazı ahırlar bıraktı. | Open Subtitles | لا،في واقع الأمر كان عندي عمة كبيرة بالسن توفت وتركت لي بعضاَ من الإسطبلات |
| Hemen her şeyi halletti ve bize hazırlıkları yapmamız için not bıraktı. | Open Subtitles | لقد أعدت أغلب الأشياء وتركت لنا ملاحظة كي نكمل وضع الطعام |
| Bir ay önce, televizyonda 'Grand Illusion'u seyretmemi isteyen bir mesaj bırakmış. | Open Subtitles | لقد اتصلت بي، وتركت رسالة عبر المجيب الصوتي منذ شهر مضى |
| Bir kadın mesaj bırakmış, yalnış numara sandım. | Open Subtitles | أن أمرأه تكلمت أمس وتركت رساله على أله تسجيل المكالمات وقد حسبتها مكالمه خاطئه |
| Ve iki mantarı da bıraktın. | Open Subtitles | وتركت اثنين من الفطائر على الصينية الأخيرة. |
| Ve gençlik hevesi ile onunla evlendim ve Mumbai'yi terk ettim, akan suyu veya tuvaleti olmayan bir köye gittim. | TED | وفي حماس الشباب، تزوجته وتركت بومباي. وذهبتُ إلى قرية صغيرة جدًا لا يوجد فيها مياه ولا مراحيض. |
| Gecenin sonunda soyundum ve vücuduma çizmelerine izin verdim. | TED | وبنهاية الليل، تعريت، وتركت الجميع يرسمون على. |
| Diyor ki: "Clyde can çekişen ağabeyini bırakıp kaçtı." | Open Subtitles | مكتوب هنا أنك هربت وتركت أخاك يحتضر أين ؟ |
| Beni arayıp paketle ilgili bir mesaj bırakmışsın. | Open Subtitles | لقد أتصلتي بي وتركت لي رسالة حول هذا الطرد. |
| Dün kuzenimin evindeydim ve defterimi orada unuttum, efendim. | Open Subtitles | أمس كنت في منزل إبن عمي وتركت دفتري هناك، سّـيدي |
| Sizi arayıp bir mesaj bırakmıştım, beni geri arama ihtiyacı hissetmediniz sanırım. | Open Subtitles | اتصلت بك وتركت لكى رسالة شعرت بانكي لن تتصلي بى ثانية |