| liberalizmi kınadı ve Sanayi devriminin yolunu açtı para hırsına kaynaklık etti. | Open Subtitles | إنه يدين الليبرالية التي أدت إلى الثورة الصناعية وتسببت في الجشع للمال | 
| Fıskiye sistemiyle oynadınız ve çıkardığınız yangın esnasında çalışmamasına neden oldunuz. | Open Subtitles | أنت عبثت بنظام الرش وتسببت في تعطيله أثناء الحريق الذي أشعلته. | 
| Ailemizin gözünde beni küçük düşürdüğü ve, beni haksız yere suçlayarak hayatımı mahvettiği için evet, kardeşim ölmeyi hak ediyor! | Open Subtitles | لقد جعلتنى سئ فى نظر والدينا لقد اتهمتنى زورا ، وتسببت فى تدمير حياتى ..نعم ، فاخى يستحق ان يموت | 
| Toprak için rekabetin gerilime yol açan sebeplerden biri olduğunu duydum, öyleki 90'larda soykırıma sebep oldu. | TED | سمعت أنه قيل أن الصراع على الأرض واحد من الأشياء التي أدت إلى التوترات وتسببت في الإبادة الجماعية في التسعينيات. | 
| İnce çatlaklar, kafa kemiğinin bütünlüğünü zayıflatarak piştiğinde patlamasına sebep olmuş. | Open Subtitles | الكسور في حد شعر الرأس ضعفت سلامة الجمجمة وتسببت في أن تنفجر عند تسخينها | 
| Hepimiz biliyoruz ki hazır yiyecekler beslenmemizi ele geçirdi ve bizi fiziksel olarak hasta ediyor. | TED | كلنا نعلَم أن الوجبات السريعة وغير الصحية قد سيطرت على طعامنا وتسببت في مرضنا. | 
| Pencereden bir saksı attı ve üç adamın öldürülmesine yardım etti. | Open Subtitles | رمت المزهريه من الشباك وتسببت بمقتل ثلاث رجال | 
| Üç günlük süreyi aştım ve size sorun çıkardım. | Open Subtitles | لم التزم بالموعد النهائي الذي كان مدته 3 ايام وتسببت لك بالكثير من المتاعب | 
| Gidip kendini havaya uçurttu ve sen de bizim başımıza kaldın. | Open Subtitles | ثم ذهبت وتسببت في قتل نفسها، وابتلينا نحن بك | 
| Bu koçluk olayında yeniyim. ve kötü başladığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا مُستجدٌ في التدريب وتسببت في البداية خاطئة | 
| Bu patlamalar, yaklaşık olarak 36 ton amonyum nitratın neden olabileceği ve magnitüt değeri 1 ila 2 arası yer sarsıntıları doğuran türden patlamalardır. | Open Subtitles | هذه الإنفجارات سببها 80.000 رطل من نترات الأمونيوم وتسببت فى زلزال موضعى بقوة بين 1 و 2 ريختر | 
| Burayı devasa bir fırtına vurdu. Bir çok hortum kasabayı parçaladı, evleri uçurdu ve geride çok sayıda ölü bıraktı. | Open Subtitles | هذه ك ج , لقد ضربنا بعاصفة ضخمة عدة اعاصير هدمت المباني وتسببت بحالات وفاة | 
| ve ileri geri..bunu yap | Open Subtitles | وخربت آثارها كوكبنا وتسببت في عقم نسائنا | 
| Sana mutsuz olduğumu söyleyecek gücüm yoktu içeri girdiğinde de korktum ve bir adam öldü. | Open Subtitles | لم أكن قوية لأخبرك كم كنت تعيسة، وحين دخلت تلك الغرفة، خفت كثيراً وتسببت بمقتل رجل. | 
| Silah ateşlendi ve bir eczanede sivil vatandaş vuruldu. | Open Subtitles | تم إطلاق أعيرة نارية وتسببت في مقتل مدني في الصيدلية | 
| Açık verip, kardeşlerinin ölümüne sebep olursan, sorumlusu ben olurum. | Open Subtitles | إن فقدت السيطرة على نفسك وتسببت في مقتل زملائك، سيكون ذلك على عاتقي | 
| Sayamayacağım kadar ölümüme sebep oluyordu. | Open Subtitles | وتسببت في تفجير سيارتين وأوشكت على التسبب في قتلي | 
| Hanano'nun yerini belirledim, binadan çıktığı anda onu hastaneye götürmesini sağlayacak kazaya sebep oldum. | Open Subtitles | حددت موقع حنانو اثناء خروجه من المبني وتسببت باصابته لذا تم نقل للمشفي | 
| Tecavüz diye bağırarak masum birini öldürmenize sebep oldu. | Open Subtitles | فقد صرخت اغتصاب، وتسببت بمقتل رجل بريء. |