Tabiata baktığımızda, kaynak sarfının çok az olduğunu ve hemen hemen herşeyin tekrar kullanıldığını görürüz. | TED | فالطبيعة الأم تهدر القليل فقط وتعيد استخدام كل شيء تقريبا |
ve aynı zamanda hücrenin atıkları ona eşlik eder ... ... ve eğer hasarlıysa, geri kazandırılır. | TED | ويمكنها أيضاً ان ترافقها الى حايويات المهملات في الخلية وتعيد تدويرها اذا كانت مُتضررة |
Ekolojiyi yok edebilirsiniz, ya da onları sevgi ile dönüştürebilir, ve sulardan ve ağaçlardan yeniden hayat oluşturabilirsiniz. | TED | يمكنك تدمير البيئة، أو تتوجه إليها بالحب وتعيد صناعة الحياة من المياه والأشجار. |
Şimdi bu iki kutuyu geri vereceğim ve sen de paramı iade edeceksin. | Open Subtitles | ...لذا سأعيد لك الصندوقين ...وتعيد لى نقودى |
Benim geri iade şartım, buradan siktir git ve paramı geri getir! | Open Subtitles | إن سياستي هيا، أن تخرج الآن إلى هناك وتعيد لي أموالي! |
Bu yüzden, yolumdan çekilip, benden çaldığın taht ve tacımı ya bana iade edersin ya da günahlarına hiddetlenip, seni cehennemin dibine atacak olan adil ve her şeye gücü yeten Tanrının azabını tadarsın. | Open Subtitles | لذا ستتنحى جانباً وتعيد إليّ التاج والعرش اللذين سرقتهما مني أو ستواجه غضب القدير الصالح الذي سيثور على أخطائك ويرميك في النار |
Öyle güçlü ki, hem görüşü hem de sezgiyi birleştiriyor ve nerede olduğumuz ve ne gördüğümüze dair anlayışımızı da yeniden şekillendiriyor. | TED | إنه أداة قوية تشرك كلاً من البصر والبصيرة. وتعيد تشكيل فهمنا للمكان الذي نحن فيه وما الذي نراه. |
Yani tek yaptığınız şu: Bu değerde fosil yakıttan elde edilmiş plastik var ve şu değerde de geri dönüştürülmüş plastik var. | TED | إذن كل ما عليك فعله هو أن تجمع البلاستيك الأحفوري عند هذه القيمة وتعيد تدويره عند هذه القيمة. |
Silahları yakındayken kullanın. Daha etkili ve az mermi. | Open Subtitles | .استخدموا المسدسات قصيرة المدي إنها أقوي وتعيد التعبأة بسرعة |
Eğer bu filmi yaparsanız, yüzlerce dini filmi çekecek kadar para kazanırsınız ve karlarla beraber benim kira paramı ödersiniz. | Open Subtitles | إذا أنتجت هذا الفيلم، ستحظى بالمال الكافي لتمويل مائة فيلم ديني وتعيد لي نفقات إيجاري بالأرباح |
Ben bu eyaletin yeminli Yüksek Mahkeme Yargıcıyım ve siz karşımda iki yıllık bir davadan bahsediyorsunuz. | Open Subtitles | لقد صادقت الولاية علي تعييني قاضيا في المحكمة العليا وانت تجلس هنا وتعيد مناقشة قضية مر عليها سنتين؟ |
Sana yalvarıyoruz, bizi bağışla ve bize hayat veren ışığı geri ver. | Open Subtitles | نحن نتوسل إليك لتمنحنا رحمتك وتعيد لحياتنا النور الذى أخذته |
Bu merkezi oda yapay atmosferinizden karbondioksiti temizliyor ve geminin geri kalanına tekrar solunabilir hava olarak dağıtıyor. | Open Subtitles | تنقي الحجرة ثاني أكسيد الكربون من الأجواء الاصطناعية وتعيد توزيعه كهواء في المركبة |
Bu, kontrol kristallerinin arayüze geri besleme yapmasına sebep oluyor ve ana bilgisayardaki çevirme protokol programı sıfırlanıyor. | Open Subtitles | هذا بسبب أن كريستالة التحكم تقوم بإرسال شحنات عكسية إلى الواجهة وتعيد الرموز بدأ برنامج حاسوب القاعدة وإجرائات الطلب |
Sonra kırmızı güneşteki radyasyonu alıp dünyaya yolluyor ve bu uzaylı şerefsizlere süper güçler vermiş oluyor. | Open Subtitles | تأخذ تلك الأقمار الصناعية الأشعة وتعيد إرسالها للأرض، مما يعطي لهؤلاء الفضائين قواهم الخارق تلك. |
Tablolarımı iade edeceksin. Bu gece. | Open Subtitles | وتعيد إلي قطعي الفنية؟ |
Şimdi bu iki kutuyu geri vereceğim ve sen de paramı iade edeceksin. | Open Subtitles | وتعيد لى نقودى... |