| %30'unu al ve öyle ciddi bakmayı bırak. | Open Subtitles | أبقِ 30 بالمائة لك، وتوقف عن أن تبدو جاداً جداً |
| Rehberi bırak, aptal gibi davranmayı kes ve uyu. | Open Subtitles | دع دليل الهاتف وتوقف عن التصرف كأبله وأخلد للنوم |
| Hava açıldı, yağmur durdu ve kalp atışlarımız, etrafımızdaki korkunç denizler en güzel mehtaplı dağlara dönüştü. | TED | أصبحت السماء صافية وتوقف المطر ومعه نبضات قلوبنا، تحول البحر الهائج من حولنا إلى أجمل ليلة جبلية مقمرة. |
| Bu yüzden oksijen alamıyordu, kalbi durdu? | Open Subtitles | ولهذا السبب لم تستطع التنفس وتوقف قلبها؟ |
| Ve bana soru sormayı kes! Ya da bunun hesabını verirsin. | Open Subtitles | وتوقف عن سؤالي ، الا اذا كنت تريد ان تكلم نفسك |
| Mavi kapüşon takmış, telefonla konuşan bir adam var. Ona doğru yürü ve tam yanında dur. | Open Subtitles | هناك رجل يرتدى حلة زرقاء و يتحدث بالهاتف اتجه ناحيته وتوقف |
| Kanıtlayamamışlar ama onu başka bir okula gönderince ölümler durmuş. | Open Subtitles | لم يستطيعوا إثبات ذلك ولكن نقلوه لإصلاحية اخرى وتوقف القتل |
| Öyleyse, kız arkadaşıyla ayrıldı, çalışmasında geriye düştü, ilaçlarını almayı bıraktı. | Open Subtitles | لم يأخذ عبوة واحدة حسنا إذاً، لقد هرب مع حبيبته وقد تخلف عن عمله، وتوقف عن أخذ أدويته |
| # Gel, bırak ağlamayı her şey çok iyi olacak # | Open Subtitles | تعال، وتوقف عن البكاء وسنكون على ما يرام |
| Şimdi tarçınlı kekini ye ve kötü bir köpek olmayı bırak. | Open Subtitles | والآن فقط تناول كعكتك وتوقف عن كونك كلبا سيئا |
| ve beyninde kalan son hücreleri de öldürmeden önce, bu çöpü okumayı da bırak. | Open Subtitles | وتوقف عن قراءة هذه القمامة قبل أن تدمر ما تبقى من خلاياك الدماغية |
| - bırak şunu! | Open Subtitles | أنت من يجب عليه أن ينسى الموضوع وتوقف عن النفّور مني. اذهب واستمتع بوقتك. |
| Tren Nordwood ve Londra köprüsü arasında yalnızca bir kere durdu. | Open Subtitles | والقطار كان من النوع السريع, وتوقف فقط مرة بين نوروود و جسر لندن |
| Garantisi var. Birden küçük acıklı bir ses çıkararak durdu. | Open Subtitles | به ضمان وتوقف عن العمل، يحدث صوتاً محزناً |
| Tekrar yoldayız, yönümüz belli, yağmur durdu. | Open Subtitles | لقد عدنا إلى الطريق و وحصلنا على الإتجاه وتوقف المطر |
| Lütfen, kardeşime boşanmanın ne olduğunu açıklamayı kes. Ders verme! | Open Subtitles | أرجوك توقف عن شرح ماهو الطلاق لأختي وتوقف عن توبيخها. |
| Hal, bir iyilik yap, güzel olduğumu ve şişman olmadığımı söylemeyi kes. | Open Subtitles | هال، أسد لي صنيعاً وتوقف عن القول بأني حسناء ولست بدينة، حسناً؟ |
| Saatte 25 kilometre hızı geçme ani sola dönüşler yapma ve kırmızı renkte ne görürsen dur yeter. | Open Subtitles | فقط لا تتعدّ سرعة 15 ميل بالساعة ولا تنعطف لأي شيء من اليسار وتوقف عند أي شيء أحمر |
| dur dersem dur... yoksa ben durdururum. | Open Subtitles | وتوقف حين أقول قف وألا سأوقفك أنا |
| Beynim durmuş, kalbim durmuş, yani teknik olarak ölmüşüm. | Open Subtitles | توقف عقلي وتوقف قلبي بعبارة أخرى، كما لو كنت ميتاً حينها |
| Basketbol takımından uzaklaştırılmış... ve okula gelmeyi de bıraktı. | Open Subtitles | بعدها علمت, انه طُرد من فريق كرة السلة وتوقف عن الحضور للمدرسة |
| Öğleden beri hiçbir şey yemedim. Bana devamlı "Tubby" diyip durma. | Open Subtitles | أنا لم أتناول شيئاً هذا الظهر وتوقف عني تشبيه بالطشت طوال الوقت |
| - Arthur, bir içki daha al... herkesin parayla elde edilebileceğini düşünmekten vazgeç. | Open Subtitles | -آرثر " , تناول شراب آخر " وتوقف عن التفكير فى مايفعله الآخرين |
| - Ucuz bir motele kendini kapatıp, konuşmayı, tıraş olmayı bıraktığını pizzadan başka bir şey yemediğini ve günde 24 saat Don Todd'ın Golf Safari'sini seyrettiğini söyleyen sendin. | Open Subtitles | في نزل رخيص وتوقف عن الكلام توقف عن الحلاقه يأكل البيتزا ويشاهد دون تود غولف السفارى 24 ساعه في اليوم |