| Yani, sonuçta kendimizi tamamen dışlanmış bir durumda bulduk, ta burada. | TED | هكذا, في النهاية وجدنا أنفسنا في موقف مهمّش تماما, بعيداً هنا. |
| Her acınası günden sonra kendimizi daha kıstırılmış bulduk. | TED | وجدنا أنفسنا أقل عددا يوما بعد كل يوم بائس. |
| Sıcak bir gündü, kendimizi nehrin dibinde buluverdik. | TED | كان يوما حارا، وجدنا أنفسنا بجانب النهر. |
| Ve hepimiz kendimizi denişaşırıda bu çatışmalarda savaşırken bulduk. | TED | والآن نحن جميعنا وجدنا أنفسنا في الخارج نقاتل في هذه الصراعات. |
| Doğru kararları vermeye ve annemizin dileğini yerine getirmeye çalışırken kendimizi hemşirelerin rehberliğine muhtaç hâlde bulduk. | TED | حاولنا اتخاذ القرارات الصحيحة والاستماع لرغبات أمنا، وجدنا أنفسنا نعتمد على توجيهات الممرضات، |
| kendimizi ücra bölgelerde kalite kontrolü neredeyse olmayan el işçiliğini incelerken bulduk. | TED | وجدنا أنفسنا ننظر إلى العمليات اليدوية في مواقع بعيدة بتحكّم محدود في الجودة. |
| "Böylece kendimizi sığır trenlerinde, üzerimize kapı kapanırken bulduk." | Open Subtitles | لذا وجدنا أنفسنا في قطار الماشية وهم يغلقون الباب علينا |
| kendimizi, haberimiz dahi olmayan sorumluluklar yüklenmiş bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا أنفسنا نتحمل مسؤوليات لم نعتقد أبداً أننا سنتحملها |
| - kendimizi bir defa daha kavganın aynı tarafından bulduk. Peki. | Open Subtitles | أكثر من مرة وجدنا أنفسنا على نفس جانب الصراع |
| Ama yanılmıştık. Bir kez daha kendimizi canlarımız uğruna savaşırken bulduk. | Open Subtitles | كنا مُخطئين , مرّة أُخرى وجدنا أنفسنا نُقاتل .. |
| Ayrıca kendimizi bedensel meselelerde de uyumlu bulduk. | Open Subtitles | وكما أننا وجدنا أنفسنا منسجمين في المسائل المتعلقة بالجسد |
| Ve kendimizi tehlikeli bir şekilde uçurumların yakınında bulduk. Aniden dönüp dönmemize karar verdik, | Open Subtitles | ولقد وجدنا أنفسنا في خطر بالقرب من المنحدرات الهائلة. نحن اتفقنا يجب علينا العودة إلى الوراء, فجأة, |
| İşte bu yüzden biz silahlarımızı kuşanıp, kendimizi savunma gereksinimi duyuyoruz... | Open Subtitles | ولهذا وجدنا أنفسنا مضطرين لحمل السلاح والدفاع عن أنفسنا .. |
| Bununla, kendimizi dünya polisi olarak buluruz. | TED | وبذلك، وجدنا أنفسنا نصبح شرطة العالم. |
| Bir dizi koridor yürüdük ve hepimiz birden kendimizi sade bir odada bulduk. bu noktada bize baktı ve dedi ki "Üniformalarınız nerede?" | TED | مشينا عبر عدد من الممرات، وللمفاجأة وجدنا أنفسنا في غرفة لوحدنا، عندها نظرت إلينا وقالت "أين لباسكم الموحد؟" |
| Ve o noktada kendimizi şunu sorarken bulduk, "İnancınızın maliyeti nedir?" | TED | وهنا وجدنا أنفسنا نسأل، "كم يُكلف إيمانك؟" |
| İşte bu yüzden kendimizi Eros Adası'na uçan bir uçakta... bulmamız o kadar da delice bir fikir değildi. | Open Subtitles | لذلك لم يكن من الحماقة .. أن وجدنا أنفسنا علي متن الطائرة "مسافرين الي جزيرة "ايروس |
| kendimizi Fransız Yabancılar Lejyonunda bulmuştuk. | Open Subtitles | وجدنا أنفسنا فى الجيش الفرنسى الأجنبى |
| kendimizi, bu ilkel çağda saplanıp kalmış bulunca hayatta kalmak için her şeyi denedik. | Open Subtitles | ...جربنا كل شيئ لننجو عندما وجدنا أنفسنا واقفين في هذا العصر المجهول |
| Sparkler ve ben Bay Merdle'ın eski hesaplarını ödemeye niyetli değiliz, yoksa yakında kendimizi Queer Sokağı'nda buluruz. | Open Subtitles | أنا و "سباركلر" لا ننوي دفع فواتيرالسيد"ميردل"القديمة، و إلا وجدنا أنفسنا في الشوارع. |