| Polis memuru üç kovan bulmuş ve olayın raporunu yazmış. | Open Subtitles | وجدَ الضابط ثلاثة طلقات فارغَة و كتبَ تقريراً حولَ ذلك |
| Çocuk geri döndüğünde evi yağmalanmış ve Joseph gitmiş bir halde bulmuş. | Open Subtitles | وعندما عاد الفتى ، وجدَ المكان تعرض للنهب . وجوزيف قد اختفى |
| Kör nokta bulmuş olmalı. Tüm birimler, hemen durum raporu verin! | Open Subtitles | لا بدّ أنّه وجدَ بقعةً غيرَ مراقبة لجميع الوحدات، أعطوني تقارير الحالة الآن |
| İçimizden biri labaratuvarda sana ait bir kan tüpü buldu. | Open Subtitles | أحدنا وجدَ أنبوبةً في المخبر تحتوي على دمك |
| Keith sonunda vitesi buldu ve hızlıca hareket etmeye başladı. | Open Subtitles | .وجدَ كيث أخيرا َ المُعدَّات ويتحرك للامام |
| Keşif ekibi binanın dışına çıkan bir tünel buldular. | Open Subtitles | وجدَ فريقُ الاستطلاع نفقاً يؤدّي إلى بناءٍ إضافيّ |
| Bu adamın adı, Garcia. Sizin bitki yetiştirdiğiniz yerin yakınlarında bulundu. | Open Subtitles | ذلك (كلاي غارسيا)، وجدَ مرمياً بالقرب من مزرعة مخدّراتُك |
| Polis, bu sabah onu evinde bulmuş. | Open Subtitles | ''وجدَ قسم شرطة ''هيوستن زوجتكَ في بيتها صباحَ اليوم. |
| Çöp atmaya çıktığında onu bulmuş. Müşterilerden biri olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | عندما وجدَ الضحية أعتقد ربما أنهُ أحد الزبائن المُستائين |
| Bunun üzerinde saç bulmuş olabilir misiniz? | Open Subtitles | اهناكَ اي إحتمال أن ذلكَ الشعر قد وجدَ في هذهِ الشظية؟ |
| Olay yeri ekibi ekipmanda birkaç parmak izi bulmuş. | Open Subtitles | فريق التحقيقات الجنائية وجدَ بصماتٍ في موجهات الصوت معظمها |
| Bir keresinde ağız gargarasında sıçan kuyruğu bulmuş adamım ben. | Open Subtitles | أنا الشخص الذي وجدَ ذيل فأرٍ في غسولٍ للفم ذات مرّة |
| Cesedi bu kadar uzakta kim bulmuş? | Open Subtitles | من الذي وجدَ الجثّة بهذا المكان؟ |
| Tahminimizce, biyolojik silah arayan bir alıcı buldu. | Open Subtitles | إعتقادنا أنهُ وجدَ مشترياً يبحث عن سلاحٍ بيولوجي |
| "Röportaj hakkında endişelenmeyin. Peter başka bir yol buldu." | Open Subtitles | لا تهتمي حول إعطاء المقابلة لقد وجدَ طريقةً آخرى |
| Atmosferin ince ve soğuk üst yarısına ulaştığında radyasyonun burada yerdekinden iki kat fazla olduğunu buldu. | Open Subtitles | عندما وصلّ النِصفَ العلوي الرقيقَ و البارد من الغلاف الجوي وجدَ أن الإشعاع كان أقوى بمرتينِ مما هو عليه على الأرض |
| Başardım, bay Blair. Kölem korsanlar adasını buldu. | Open Subtitles | "النجاح ، يا سّيد "بلير "لقد وجدَ عبدى جزيرة "كتثروت |
| Son altı ay içinde... Depoları kim buldu? | Open Subtitles | ...خلال الستة الشهور الماضية من وجدَ المستودع؟ |
| Bütün beyfendiler bunu gerçekten komik buldular. | Open Subtitles | وجدَ الرجالُ مطالبكَ مثيرة للضحك |
| Wayne Campbell 38 yaşında dün sabah Long Beach, Kaliforniya'daki hücresinde can çekişirken bulundu. | Open Subtitles | # واين كامبل # البالغِ من العمرِ "38" عاماً قد وجدَ ميتاً يوم أمسٍ الصباح, في زنزانته المحتجزِ بها في لونغ بيتش # بولاية كاليفورنيا # |
| Belki bir başkasını bulmuştur. | Open Subtitles | ربما قَد وجدَ أحداً آخَر. |
| Eğer bir şey bulursa, sorun oradadır. | Open Subtitles | إن وجدَ ارتفاعاً فهناكَ ورم وإن لم يجد، فالآفة كظريّة |