| Sırf üzerinde çok uğraştığı bir şeyi mahvettiğim ve onu... | Open Subtitles | فقط لأنني حطمت شيئاً إجتهدت هي في صنعه وجعلتها تبكي |
| Çünkü anneme Cameron'ı özlediğimi söyledim ve onu ağlattım. | Open Subtitles | لأنني قلت لأمي أنني أفتقد كاميرون وجعلتها تبكي |
| Ralph, eğer ona kötü davranır ve onu mutsuz edersen, atakta bekliyor olacağım, üzerine saldıracağım. | Open Subtitles | رالف، إذا عبثت معها وجعلتها حزينة سأكون لك بالمرصاد وسأتلاعب بك كما يفعل النمر بفريسته |
| Böylece fırdöndüyü çıkardım, direğe sıçramasını sağladım. | Open Subtitles | لذا فكيت الحلقة الرابطة وجعلتها تحلق إلى العمود. |
| Banyo yaparken de benimle konuşmasını sağladım. | Open Subtitles | باب الحمام وجعلتها تتحدث معي بينما هي في الحوض |
| Bu yüzden mi ona yalan söyledin onu rezil ettin ve yemin altında yalan söylemesini sağladın? | Open Subtitles | ,ألهذا كذبت عليها أذليّتها، وجعلتها تكذّب نفسها؟ |
| Ona güven verdin. Önemli olan şeyle ilgilenmesini sağladın. | Open Subtitles | الآن مهم هو ما على تركّز وجعلتها طمأنتها, |
| Onu en son gördüğümde onunla kavga ettim ve onu ağlattım. | Open Subtitles | انا متؤسف للغاية لأنني في اخر مرة رأيتها قد تشاجرت معها وجعلتها تبكي |
| Senin nazik, önemseyen ve onu güvende hissettiren biri olduğunu yazmış. | Open Subtitles | قالت عنك أنك كنت لطيف، وحنون وجعلتها تشعر بالأمان |
| Günlüklerini çaldın ve onu seks düşkünü haline getirdin. | Open Subtitles | لقد سرقت مذكراتها وجعلتها تبدو كمُغْتلِمة |
| Anneye yalan söyledin ve onu aptal gibi gösterdin. | Open Subtitles | كذبت علي ماما وجعلتها تبدو كحمقاء |
| 20 karatlık elması aldın ve onu kremşantiyle kaplanmış spagetti yemeği gibi parıldattın. | Open Subtitles | لقدأخذتماسةرديئةالجودة، وجعلتها شديدة اللمعان.. كعشاء كبير من المكرونة وضعت فوقة الكثير من الكريم المخفوق! |
| - Onu kullandın ve onu öldürttün. | Open Subtitles | كنت تستغلها وجعلتها تقتل |
| Ve ninem kısa süre önce çok hasta oldu ve ben onu ziyaret gittim ve son bir kez benim için söylemesini sağladım. | Open Subtitles | وجدتي مؤخرا أصبحت مريضة وذهبت لزيارتها وجعلتها تغنيها لي للمرة الأخيرة |
| Mimi bana gelmişti. Jed Lewis'le bağlantı kurmasını sağladım. | Open Subtitles | ميمي أتت إليّ فعلا وجعلتها على اتصال بـ جيد لويس |
| Kafasında şekillendirmesini sağladım. Aaron ile konuştuğum gibi. | Open Subtitles | وجعلتها تتسائل مثل ما جعلت (أرون) من قبل |
| Yani onu oyaladın kendini çok özel hissetmesini sağladın sonra da ona duvar çekip ihmal ederek yavaş | Open Subtitles | إنه يعنى أنك قُمت بسرحها نحوك وجعلتها تشعر انها فريدة للغاية ومن ثم ببطئ قُمت بإقتيادها للجنون |
| Benim, paranın Adrianna'da olduğunu düşünmemi sağladın onun da bende olduğunu düşünmesini. Zekice. | Open Subtitles | (لقد جعلتني أظن بأنّ المال في حوزة (آدريانا وجعلتها تظن بأنّ النقود في حوزتي، ذكي |
| Bir başka cesedi hazırlayıp Togashi gibi görünmesini sağladın. | Open Subtitles | ...وجهزت جثة أخرى (وجعلتها تبدو كجثة (توجاشي |