| Keşke parayı çekmeye çalıştığındaki suratını görebilseydim. | Open Subtitles | آتمنى لو رأيت وجهه عندما كان يحاول صرف بطاقته. |
| Benden kaçamayacağını anladığında o kendini beğenmiş suratını görmen gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليك رؤية وجهه عندما أدرك أنّه لن يستطيع تحاشِيّ أتحتاج مساعدتي؟ |
| Öldüğünde yüzünü görmek isterdim. | Open Subtitles | كم كنت أود رؤية وجهه عندما وجد الطريق مغلق |
| Haberleri duyunca, yüzünü görmek isterim.. | Open Subtitles | لا استطيع النتظار لرؤية وجهه عندما يسمع الخبر |
| Tavşanla konuşurken yüzündeki ifadeyi gözlemlemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ألاحظ التعبير الذى على وجهه عندما يتحدث إلى ذلك الأرنب |
| Ama bizi gördüğünde, yüzündeki ifadeyi gördün mü? | Open Subtitles | ولكن هل رأيت نظرة على وجهه عندما رأى منا؟ |
| Paçayı kurtardığını duyunca yüzündeki o kendini beğenmiş ifadeyi gördüm. | Open Subtitles | بإمكاني أن أتخيّل النظرة المُعتدّة بنفسه على وجهه عندما عرف أنّه خرج من الورطة. |
| Yarınki görüşmeye gitmediğimi öğrendiğinde... yüzünün alacağı ifadeyi görmeyi bekleyemem. | Open Subtitles | أتشوق لرؤية وجهه عندما يعلم أنني لم أذهب تلك المقابلة غداً |
| Sonuna vardığında ve kâsenin aslında sahte olduğunu ya da olmadığını görünce suratını görmek isterdim. | Open Subtitles | اتمنى لو كنت هناك لأرى وجهه عندما يصل للنهاية ويجد ... .. |
| Dövmeyi görünce suratını gördün mü? Aynen. | Open Subtitles | هل رأيتِ وجهه عندما رأى الوشم ؟ |
| Rekabete girdiğimi öğrendiğinde yüzünü görmek isterdim. | Open Subtitles | أود رؤية وجهه عندما يكتشف أن لي علاقة بهذه المنافسة. |
| Bir köstebek değil de Mossad ve İsrail'in yüreğine saldırmak isteyen bir canavar yarattığını anladığında yüzünü görmeyi çok isterdim. | Open Subtitles | أرغب في رؤيه وجهه عندما يدرك إنه لم يخلق جاسوساً لكن وحشاً |
| Onu öpmeye çalışırken yüzünü görmedin. | Open Subtitles | انت لم ترى تعابير وجهه عندما كنت أحاول تقبيله |
| Babasının ölüm ilanını gördüğünde yüzündeki ifadeyi görmem lazım. | Open Subtitles | سأرى رد تعبيرات وجهه عندما يقرأ نعي والده |
| Polis onu Trent'in cinayeti ile suç ortağı yapan telefonu bulduğunda yüzündeki ifadeyi görmeliydiniz. | Open Subtitles | لو رايت وجهه عندما وجدت الشرطة الهاتف الذي ربطه بجريمة قتل ترنت |
| Aramizdakileri ögrendigine yüzündeki ifadeyi gördün. | Open Subtitles | لقد رأيتَ النظرة التي على وجهه عندما إكتشف ما بيننا. |
| Liseden bir arkadaşı onu hapise tıkmaya çalışırken, yüzündeki o bakış. | Open Subtitles | أعني النظرة التي ستعلوا وجهه عندما يرى زميلته من المدرسة الثانوية تحاول زجه بالسجن |
| Giderken yüzündeki o ifade. | Open Subtitles | النظرة على وجهه عندما رحل |
| Yarınki görüşmeye gitmediğimi öğrendiğinde... yüzünün alacağı ifadeyi görmeyi bekleyemem. | Open Subtitles | أتشوق لرؤية وجهه عندما يعلم أنني لم أذهب تلك المقابلة غداً |
| Arabasını ne hâle getirdiğimi görünce yüzünün alacağı ifadeyi görmek istedim. | Open Subtitles | أردت رؤية نظرة وجهه عندما يرى ما فعلت بسيارته |