| Bir dakika içerisinde Yüzünü gördüğümde götümle güleceğim. | Open Subtitles | أريد أن أرى وجهِك خلال دقيقة عندما أقوم بإعتقال البعض |
| Yüzünü gördü ve kimliğini bulması an meselesi. | Open Subtitles | لقد رأى وجهِك إنها مسألة وقت قبل أن يُحدد هويتِك |
| Yüzünü gösterebilecek kadar cesur olmana şaşırdım. | Open Subtitles | أتعلم، في الحقيقة أنا متفاجئة أنّك تملكُ الشجاعة لإظهار وجهِك في هذه المنطقة |
| Seni bu gece tekrar gömseydin yüzünde kum atmadan önce derdim ki: | Open Subtitles | أتعـلم، لـو قمت بدفنك اليوم مجدداً قبل أن أضع التراب على وجهِك |
| Bu çirkin gülümseme neden sürekli yüzünde, hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | كُنتُ اتساءل لِماذا تَضَع هذه الابتسامة الفظيعة على وجهِك طوال الوقت. |
| yüzünde gördüğüm endişe miydi yoksa? | Open Subtitles | أكان هذا قلق الذي رأيته على وجهِك ؟ |
| Hemen Yüzünü yıkamak için su getirirler. | Open Subtitles | عندها سيقومن بِأحضار ماءً لك لِأجل غسل وجهِك |
| Ne? Bir dakika içerisinde Yüzünü gördüğümde götümle güleceğim. | Open Subtitles | أريد أن أرى وجهِك خلال دقيقة عندما أقوم بإعتقال البعض |
| Evet ama Yüzünü gördüğümüz son sahneyi çektik. | Open Subtitles | نعم,لكننا أنتهينا للتو من تصوير المشهد الآخير الذي نرى به وجهِك |
| Yüzünü çirkinleştirmemizi istedi. Kurbağa, senin sıran. | Open Subtitles | ...لذا أخبرنا لتقطيع وجهِك دورك |
| Bazen, sadece Yüzünü görmek istiyorum. | Open Subtitles | أحيانًا أحب أن أرى وجهِك. |
| Yüzünü öyle bir tırmalarım ki şaşarsın... Craig! | Open Subtitles | وسَاضْرب على وجهِك! |
| yüzünde tebeşir var. | Open Subtitles | يوجد طباشير على وجهِك |
| Kürklü yüzünde hem de! | Open Subtitles | في وجهِك الفروي |