| Adını yanlış biliyordum herhalde, çünkü öyle bir yer yokmuş. | Open Subtitles | ... ولكن يجب أن يكون خاطئا، لأنه لا وجود لها. |
| Cenevre diye bir yer bile yok hatta! | Open Subtitles | تبا , جنيف لا وجود لها بعد الآن |
| İçlerinden biri var olmayan bir yer. | Open Subtitles | واحد من هذه الأماكن لا وجود لها. |
| Beni incitmeyin. -Greendale diye bir yer yok, öyle mi? | Open Subtitles | لا تؤذوني - جريندييل" لا وجود لها ؟" - |
| Burada onunla kalamam çünkü o gerçek değil. | Open Subtitles | لم أعد أستطيع البقاء معها، لأنّه لا وجود لها |
| Ama neden olmayan bir ulusal kriz yaratmaya çalışıyor? | Open Subtitles | لكن لماذا يقوم بخلق أزمة وطنية لا وجود لها ؟ |
| Sürekli küfür eden hır çıkaran ve olmayan şeyler gören biri. | Open Subtitles | "شخص يستعمل كلمات اللعنة" "ويركل الممرضات ويرى أشياء لا وجود لها" |
| Çünkü öyle bir yer mevcut değil. | Open Subtitles | لأنه لا وجود لها |
| Öyle bir yer yok. | Open Subtitles | لا وجود لها. |
| Öyle biri yok- o gerçek değil, hayır. | Open Subtitles | لا وجود للأميرة لا وجود لها , لا... |
| - Hayır, o gerçek! | Open Subtitles | لا وجود لها - لا ! |
| Beni haritada bile olmayan bir köye çağırdın. | Open Subtitles | دعوتني إلى قرية .. أي لا وجود لها على الخريطة غوا. |
| Beyin zarın, olmayan bir yanıt aramaktadır. | Open Subtitles | هذا هو رد فعل لحاء المخ الذي يبحث عن إجابة لا وجود لها. |
| Eğer bende o kadar morfin alsaydım ben de olmayan şeyler görürdüm. | Open Subtitles | وإن تجرّعت كلّ ذلك المورفين، قد أرى أشياء لا وجود لها أنا أيضاً. |
| Evet, bazen böyle şeyler olduğunda beyniniz aslında olmayan şeyler gördüğünü zanneder. | Open Subtitles | نعم، أحيانا حين يحدث هذا، يبدأ دماغك في تخيّل أشياء لا وجود لها في الواقع |