| Eğer sadece şu andaki insanlara baksak bile, ve potansiyeli yok saysak bile biz tükenip gittikten sonra yok olacağız , O hala yüksek bir öncelik olmalıdır. | TED | وحتّى لو نظرتم إلى الناس الحاليين وتجاهلتم الإمكانات التي ستُفتقدْ في حال انقرضنا سيظلّ هذا الشيء يحظى بأولوية عالية |
| Ayrıca içimden gelse bile başarıIı olabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | وحتّى لو أردت, لست متأكّدًا من نجاح الأمر. |
| Olsa bile, sen daha yüzmeyi bile bilmiyorsun ki. | Open Subtitles | وحتّى لو كان هُناك, بِحق الجحيم, لا يُمكنك حتى السباحة. |
| Hatta oyunun dışında olmasaydı bile problem olmazdı. | Open Subtitles | وحتّى لو لم يخرج من اللعبة فلن يسبّب أية مشكلة |
| Çok da yaramazlık sayılmaz. Hem öyle olsaydı bile liman koyu kasabı çocuklara zarar vermiyor. | Open Subtitles | ليس هذا سيئاً للغاية، وحتّى لو كان، سفّاح مرفأ الخليج لا يؤذي الأطفال |
| Lösemisi varsa bütün kanser hücrelerini öldürsek bile... | Open Subtitles | لو كانت اللوكيميا وحتّى لو قتلنا كلّ خليّةٍ سرطانيّة |
| Ve buna inansam bile, Tanrı ne halt yapıyor? | Open Subtitles | وحتّى لو اقتنعتُ بهذا فما الذي يفعلُهُ الربُّ بحقِّ الجحيم؟ |
| Bence almaz ve yanılıyor olsam bile bence ayrılmalısınız. | Open Subtitles | لا أظنُّ ذلك، وحتّى لو كنتُ مخطئاً فما أزالُ أرى أن تنفصلا |
| Ciddi olsa bile tasarımı dahi teknolojimizin on yıllarca ötesinde. | Open Subtitles | وحتّى لو كان جاداً، فالتصميم على بعد عقود من مجرّد تخيّله. |
| Eğer öyle bile olsa, bu ona, burayı arayıp, benim bencil bir ebeveyn olduğumu söyleme hakkı vermez. | Open Subtitles | وحتّى لو كان ذلك، فهذا لا يمنحها الحق بأن تتّصل بي وتقول بأنّي أمّ أنانيّة، أعني بربّك |
| Benim gibi, insanlardan nefret eden biri bile mutluluk şansını yakalıyorsa adına evlilik dediğin o kaybedenler arazisi bayağı ıssız olacak demektir. | Open Subtitles | وحتّى لو كان شخص بغيض مثلي يملك فرصة للسعادة فستكون منعزلة تماماً وسط مستودع الفشل الذي تدعوه زواجاً |
| Mucize eseri çiçek hastalığı olmasa bile, üzerinde çalışabileceğimiz hiçbir şey yok. Yeni bir bilgi yok. | Open Subtitles | وحتّى لو بمعجزة ما لم يكن الجُدَري، فلا شيء آخر لنتابع منه، لا توجد بيانات جديدة |
| İhtiyacım olduğunda bana hep yardım eder. Karşı çıksam bile, beni dinlemez. | Open Subtitles | تساعدني دائماً عندما أكون بحاجتها وحتّى لو قلتُ لا ، فإنّها تأبى أن تسمع |
| Bunu bilemeyiz. Öyle olsa bile bu çağırmaman gereken bir şey. | Open Subtitles | لسنا موقنين من ذلك، وحتّى لو بوسعها ذلك، فثمّة أشياءٌ لا يتعيّن اِستعدائها قطّ. |
| Uçabilsek bile şerifiniz ve ajanım bu işi imkansız kılacak yükseklikteler. | Open Subtitles | ، وحتّى لو تمكّنا من الطيران فإنّ مأموركم وعميلتنا . على ارتفاعٍ من شأنه أن يجعل العمليّة بكاملها خطرة |
| Ayrıca yollasam bile bir harfin nesinden korkuyorsun. | Open Subtitles | وحتّى لو أرسلته، فما عساه المرعب في كتابة؟ |
| Başarılı olsa bile hafif bir cezayla yırtarım. | Open Subtitles | وحتّى لو مسك بي، ستكون صفعة على المعصم فحسب، |
| Elbette. Ama çıksaydın bile bir şey fark etmezdi. Çünkü hiçbir şeyin önemi yok. | Open Subtitles | لا تواعدها، وحتّى لو واعدتَها، فلن يهمُّ، لأنّه لا شيء يهمُّ. |
| Arkadaşız ancak öyle olmasa bile zorbalardan hoşlanmam. | Open Subtitles | نحن صديقان، وحتّى لو لم نكن صديقين، فإنّي لا أطيق المستبدّين. |
| Olsaydı bile hiç nafaka ödemiyordu zaten. | Open Subtitles | وحتّى لو علمت، فما كان سيدفع مليمًا بنفقة إعاشتك كطفلة بأيّ حال. |