| Artık kendisine 20 milyon kron kadar daha az miras kalacak. | Open Subtitles | التي ورثت ما لا يقل عن 20 مليون ترجمة: أبو شيخة |
| Judy'ye ailesinden miras kalmış ve bu kızlar için bir güvence. | Open Subtitles | جودي ورثت مالا من عائلتها و هو بصندوق ائتماني لأجل الفتيات |
| Babamın zekasını o almış. Ben zavallı üvey kardeşim. | Open Subtitles | لقد ورثت كل عقل والدي و أنا لدي فقط نصف ما لديها |
| Laf açılmışken, sen de yeteneğimden biraz almış gibisin. | Open Subtitles | بالمناسبة، يبدو أنّك ورثت شيئاً من موهبتي. |
| Pekâlâ, sen Aaron'dan beri kimseyle beraber olmadın bu da benim güven sorunlarımı miras aldın anlamına geliyor. | Open Subtitles | حسنا,انتي لم تكوني مع اي شخص منذ هارون ما يعني إنك ورثت قضايا ثقتي |
| Sana çekmiş işte. Sen neler yaptığını bana ne kadar anlattıysan o da o kadar anlatıyor. | Open Subtitles | لابد أنها ورثت هذا منك فهي تخفي عني الأسرار كما كنت تفعل تماماً |
| Diğer birçok şeyle beraber Almanya, Stasi olarak bilinen Doğu Alman Gizli Polisi'nin arşivlerini de miras olarak aldı. | TED | من ضمن أمور أخرى، ورثت ألمانيا أرشيفات الشرطة السرية لألمانيا الشرقية، المعروفة بالستاسي. |
| bu ailede kendine-şans-tanı genini bir ben mi almışım ? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة في العائلة التي ورثت جينات بالمصادفة؟ |
| Şimdi Maris'in espri anlayışını nereden aldığını görüyorum. | Open Subtitles | الان فقط عرفت من اين ورثت ماريس روح الفكاهه |
| Tanrı'ya şükürler olsun, onun en iyi yönlerini almışsın. | Open Subtitles | وحصلت على هذا منه أحمد الله أنك ورثت الجزء الأفضل منه |
| Ama onun üretme sevgisini miras aldım, fakat artık o kadar da bulunan bir şey değil. | TED | لكني ورثت حبه للصناعة، إلا أنها غير موجودة لتلك الدرجة الآن. |
| Muhtemelen bütün parası ona miras kalmıştır. | Open Subtitles | لقد ورثت على الأرجح كل بنس لديك هؤلاء الذين يرثون |
| Bu kristalle birlikte o da bana miras kaldı. | Open Subtitles | و عندما تم اعطاء الحجر الي لقد ورثت ذلك الاسم |
| Çok iyi bir dövüşçüsün. Bunu annenden almış olmalısın. | Open Subtitles | إنك مقاتلة شرسة لا بد أنك ورثت ذلك عن والدتك |
| İğrenç erkek zevkini annesinden almış olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها ورثت الذوق السئ بالرجال من أمها |
| O güzel, uzun parmaklarını senden almış. | Open Subtitles | أتعلمين, لقد ورثت أصابعك الجميلة الطويلة |
| Bu huyunu nerden aldın bilmem, babandan almış olmalısın. | Open Subtitles | من أين ورثت هذا التفكير؟ أكيد من والدك |
| Bu güzel dil tıpkı babana çekmiş. | Open Subtitles | حسنا . ورثت سلاسة كلام والدك هذا مؤكد |
| Sağ olun. Ne yazık ki beynini geri zekalı babasından aldı. | Open Subtitles | شكراً، ولكن للأسف ورثت عقلها من أبيها المعتوه |
| Tüm bu numaraları senden almışım, özellikle iyi yalan söyleme. | Open Subtitles | فلقد ورثت جميع خدعك، وخاصةً حيلة فن التنزه |
| Bu elleri kimden aldığını hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي أدنى فكرة من أين ورثت هذه الأيدي |
| Nefes darlığı sorununu babandan almışsın. | Open Subtitles | لقد ورثت أمراض الصدر من والدك فكري بما حدث له |
| Bu savaşı Hesselboe'dan devraldım. Hiçbir zaman hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لقد ورثت الحرب من هيسيلبو، لم ترق لي الحرب اطلاقا |
| Ayrıca bir kararı da devraldınız. Bence oldukça basit. | Open Subtitles | ورثت الأن ما تمنيته أنا, حتى الأن,قرار بسيط جداً. |
| 106,000$ lık bir mirasa kondum ve sana söylemek istediğimde bu paradan bir zırnık bile koklayamayacaksın! | Open Subtitles | ورثت لتوي 106 ألف دولار، وأردت أن أخبرك بأنك لن تمسّ دولاراً واحداً منها! |