| Havaalanı güvenlik kamerası görüntülerini almak için TSA ile görüşüyorum. | Open Subtitles | أعمل مع وزارة النقل للحصول على لقطات أمنية في المطار |
| TSA'dalar, gelen uçakları inceliyorlar. | Open Subtitles | إنهما في وزارة النقل يتفقدان الرحلات القادمة |
| TSA bakmış. | Open Subtitles | عن اختكَ بل وزارة النقل فعلت |
| Soğuk, ölü elimden gözetlerlerken, Ulaşım Bakanlığı 340 gram sıvı alabilir. | Open Subtitles | وزارة النقل تستطيع ان تملك 12 اونصة من السائل عندما يسحبونه من يدي الباردة الميتة. |
| Nakliye biriminin beni tamirhaneden terfi ettirdiğini. | Open Subtitles | وزارة النقل أعطت هذه السيارة لي حتى أروج لها في المرآب الخاص بي |
| Ulaştırma Bakanlığı ulusumuz için hayati önem taşıyor. | Open Subtitles | العمل في وزارة النقل يعد أمر حيوي للبلاد. |
| En başta Liberyalıların yaptığı kaçakçılık. TSA'le iletişime geçtim. | Open Subtitles | تحدثتُ إلى وزارة النقل |
| TSA, Prodeman'ın 15 dakika sonra Los Angeles'a gidecek bir uçaktan yer ayırttığını söylüyor. | Open Subtitles | وزارة النقل لديها (برودمان) حاجزٌ في رحلةٍ تغادر لـ(لوس انجيلوس) خلالَ 15 دقيقة |
| Ulaşım Bakanlığı'ndayken babamın işine yaradığı kesin. | Open Subtitles | فقد أثمرت الأمور مع والدي في وزارة النقل |
| Ulaşım Bakanlığı, geçen ay kurbanın sokağında mavi bir Outback'e ceza kesmiş. | Open Subtitles | وضعت وزارة النقل ورقة مخالفة على سيارة (أوتباك) زرقاء عند شارع الضحية في الشهر الماضي |
| Nakliye biriminin beni tamirhaneden terfi ettirdiğini. | Open Subtitles | وزارة النقل أعطت هذه السيارة لي حتى أروج لها في المرآب الخاص بي |
| Hayır, çalıştırmıyor. Trenlerin kalkış saatleri Ulaştırma Bakanlığı tarafından ayarlanıyor. | Open Subtitles | لا, هو لا يقوم بذلك, القطارات تنظم بواسطة "وزارة النقل الفدرالية" |
| ...Ulaştırma Bakanlığı kayıtlarına girmek için mahkeme izni aldı. | Open Subtitles | كلا لكن " مانشاستر " في المفقودين أخرج أمر محكمة للوصول إلى سجلات وزارة النقل والمواصلات |