| Hiçbir şey yapmadan durmayacağım. Gazeteleri, televizyonları, benzin istasyonlarını, herkesi arayacağım! | Open Subtitles | لن أتقبل هذا وسأتصل بالصحف ومحطات التلفاز ومحطات الوقود والجميع |
| Portland'a gidip, onu arayacağım ve yeniden onların babaları olmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى بورتلاند وسأتصل بهما وسأجد وسيلة لأعود بها أباً من جديد |
| Merhaba, ben Rose Da Silva. Lütfen mesaj bırakın, sizi sonra arayacağım. | Open Subtitles | أهلا هنا روز سلفا برجاء ترك الرسالة وسأتصل بيك لاحقاً |
| Televizyonları arayıp kızımın hastahane odasını görüntülemelerini isteyeceğim. | Open Subtitles | سأعود إلى المنزل وسأتصل بمحطات التلفزة لإعطائها ما تريده وإدخال كاميراتها إلى غرفة ابنتى في المستشفى |
| Kısa bir mesajla birlikte, adınızı ve size ulaşabileceğim bir numara söyleyin, ben de sizi arayayım. | Open Subtitles | اترك اسمك, ورسالة قصيرة, ورقمك حتى استطيع معاودة الاتصال, وسأتصل بك مجدداً |
| Bunu hesap sorumlusuyla konuşup size geri döneceğim. | Open Subtitles | لا يا سيدي ، سأناقش هذا الأمر مع مدير الحسـابات وسأتصل بك لاحقاً |
| Hayır, telefonu kapalı tutacağım. Seni sadece gerektiğinde arayacağım ve vereceğim bilgiyi en azda tutacağım. | Open Subtitles | لا, سوف أقفل الهاتف وسأتصل بك فقط عندما يكون ذلك ضرورياً. |
| Bak ne diyeceğim bana bir numara ver, seni bir saat içinde arayacağım. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً أعطني رقماً وسأتصل بك بعد ساعة |
| Sizi çok seviyorum. Varır varmaz arayacağım, söz. | Open Subtitles | أحبكما كثيراً وسأتصل بكما فور وصولي إلى هناك |
| Merhaba, şu anda uygun değilim ama adınızı ve telefon numaranızı bırakırsanız sizi en yakın zamanda arayacağım. | Open Subtitles | مرحباَ لست متاحاَ لكن أرجوا ترك اسمك ورقمك وسأتصل بك حالما يمكن |
| Öyle, ve ben de onu birkaç dakika sonra arayacağım. Ama, önce sana söylemek istedim. | Open Subtitles | فعلاً، وسأتصل به بعد دقائق قليلة لكن أريد إخبارك أولاً |
| Tanıyorum ve onları arayacağım. Gerekli olursa. | Open Subtitles | بالفعل، وسأتصل بهم حالما يستدعي الأمر أن أتصل بهم |
| tamam efendim ,bunu iki kez yapacağım ve sabah sizi arayacağım. | Open Subtitles | حسناً يا سيدي سأحاول مرتين وسأتصل بك صباحاً |
| Elinizden kaçıp, polisi arayacağım. | Open Subtitles | حسناً، إذاً هربت من مخبأكم وسأتصل بالشرطة |
| Pekala polise yeniden soracağım sigortayı arayacağım ve ne yapabiliriz diye bakacağım. | Open Subtitles | حسنا، سأبلغ الشرطة مرة أخرى وسأتصل بشركة التأمين لأعرف كم التعويض ممكن أن نحصل عليه |
| Babam uyandığında beni çıkarken gördüğünü ve sana arkadaşlarımla kampa gittiğimi ve yarın arayacağım dediğimi söyleyeceksin. | Open Subtitles | وأخبرتك اننى ذاهبة للتخييم مع الأصدقاء وسأتصل بكم فى الغد |
| Laboratuvardan her an arayabilirler, ve öğrenince seni hemen arayacağım. | Open Subtitles | أتوقع اتصالاً من المختبر في أية لحظة وسأتصل بك حالما أعرف النتيجة |
| Annene söylerim. Onu şimdi arayıp söyleyeceğim. | Open Subtitles | وسأتصل بأمك واخبرها الان وانا صادقة فى ذلك |
| Sağ ol. İlçe başkanını arayıp seni Bölüm Şefi yapmasını söyleyeceğim. | Open Subtitles | شكرًا لك، وسأتصل بنائب الرئيس حتى يرقيك من منصبك لتصبح مدير الإدارة |
| Sonra abini ve kız kardeşlerini arayıp seni Tıbbi Heyet'e de raporlayacağım, çünkü seni seviyorum Amelia. | Open Subtitles | وسأتصل بوالدتكِ وأخوكِ وشقيقاتكِ وبعدها سأتصل بالهيئة الطبية |
| Numaranı telefonuma yaz, bende gelince seni arayayım. | Open Subtitles | اكتب رقمك على هاتفي وسأتصل بك عندما تصل القصة |
| Bunu hesap yöneticisiyle tartışıp size geri döneceğim. | Open Subtitles | لا يا سيدي ، سأناقش هذا الأمر مع مدير الحسـابات وسأتصل بك لاحقاً |
| ben sizi ararım. | Open Subtitles | رجاءً أترك معلومات إتصالك وسأتصل بك لاحقاً |
| Pekala, sen bunlara göz kulak ol. Yer değiştirmeni istersem haber veririm. | Open Subtitles | حسن، استمري بالعمل مع القطع الفنية وسأتصل بك إن احتجنا إلى التحرك |