Ya da ben sen olabilirim ve herkes kazanmış olur. | Open Subtitles | أو ممكن أعمل ان أنا أنا, وساعتها كلنا نبقى كسبانين |
Belki bir şeyler içmek için buluşuruz ve bana ön tarafını gösterirsin. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نتقابل فيما بعد, وساعتها يمكن أن أراك من الأمام. |
ve belki bu durumun bir iki küçük etik, politik ve ahlaki sonucu da olabilir. | TED | وساعتها ربما يواجهك مشكلة او اثنتين صغار من الناحية الأخلاقية والأدبية والسياسية. |
ve ardından kocaman bir nazi gelir ve beni başımdan vurur. | Open Subtitles | وساعتها, أعتقد, سيأتي نازي ضخم بمضرب ويضربني علي رأسي |
Şimdi yarın buraya gelirsen, o zaman belki o zaman ben de diğer üç parmağını almam... | Open Subtitles | إن لم تأتى إلى هنا فى الغد وتتحدث معى بشكل مهذب وساعتها ربما وربما لا اّخذ الأصابع الثلاثة الأخرى |
Bir gün hata yapacaksınız. O zaman doğruca ıslahevine gideceksiniz. | Open Subtitles | ستخطئون ذات يوم وساعتها ستذهبون إلى سجن الاحداث مباشرة |
ve sonra pireyi bir kutuya koyacağım ve sonra bu kutuyu da başka bir kutuya koyacağım ve sonra bu kutuyu kendime postalayacağım ve geldiğinde de bir balyozla parçalayacağım. | Open Subtitles | , وساعتها سأضع هذا البرغوث فى صندوق , وسأضع الصندوق بداخل صندوق أخر , وسأرسل بالبريد هذا الصندوق لنفسى |
Önce içkisine bir iki damla damlatırsın ve sonra ben kadeh kaldırırım. | Open Subtitles | , بعض النقاط فى مشروبة , وساعتها سادعوة لشرب نخباً |
Eğer ihmal ederseniz, baskı gözlerinize kayar ve gözlerinizi kaybedebilirsiniz. | Open Subtitles | ان أهملتها سيزداد الضغط على عينيك وساعتها ستفقد بصرك |
Eğer ihmal ederseniz, baskı gözlerinize kayar ve gözlerinizi kaybedebilirsiniz. | Open Subtitles | ان أهملتها سيزداد الضغط على عينيك وساعتها ستفقد بصرك |
ve Muhammed ilk ayetleri aldı. | Open Subtitles | وساعتها احس محمد بأول كلمات قدسية ملهمة من الكتاب وباللغة العربية |
Bu gidişle hapsi boylayacaksınız ve kimse sizi ziyarete gelmeyecek. | Open Subtitles | سوف ينتهي بك الحال في السجن وساعتها لن يسأل عنك أحد |
"ve orada kapattım fırtınalı bakan gözlerini dört öpücükle" "ve orada beni uyutarak yatıştırdı" | Open Subtitles | وساعتها اغلقت عيناها الجامحة بالقبل وساعتها جعلتني اغفو |
O zaman sen yanıma taşınmaz ve ömrümün 15 yılını senin kendini iyi hissetmeni sağlamak için geçirmezdim. | Open Subtitles | ,وساعتها لم تكوني لتنتقلي معي ولم أكن لأضيع هذه الـ 15 سنة من عمري لمحاولة جعلك تشعرين بالرضا على نفسك |
O zaman kesinlikle Nancy de peşinden gidecektir ve biz de yine sıfırdan başlamış olacağız. | Open Subtitles | لا. عندها ستتبعه نانسي بالتأكيد. وساعتها سنبدأ من الصفر. |
Plastik poşetin içinde Allie'nin sevdiği bileklik, yüzüğü, saati ve cep telefonu vardı. | Open Subtitles | وكان في كيس البلاستيك "قلادة"ألس وخاتمها وساعتها وحتى هاتفها |
Ayrıca kızın bilezik ve saatine de ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سنحتاج أيضًا إلى سوارها وساعتها |
Sonra da yaşlı, çirkin ve yalnız bir şekilde öleceksin. | Open Subtitles | وساعتها ستصبحين وحيدة وقبيحة وعجوز. |
O zaman Muhammed'le başa çıkmak daha kolay olur değil mi? | Open Subtitles | وساعتها سيكون أسهل التعامل مع محمد ، أليس كذلك؟ |
Hiçbir şey bilmeden çıkarsam, kendimi öldürtebilirim, işte o zaman gerçekten kaybolursun. | Open Subtitles | بدون معرفة قد أُقتل، وساعتها ستضيعين بالفعل |