| Dubai'de, o muhteşem Emirates Kuleleri'nin dibinde ve çölün ortasında gelecek hakkında bir vizyon oluşturuluyor. | TED | وفي دبي، تقع أسفل أبراج الإمارات الرائعة، فكرة مستقبلية في وسط الصحراء. |
| çölün ortasında buluşmak beni hep huzursuz ederdi. | Open Subtitles | الاجتماع وسط الصحراء كان دائماً يجعلني عصبياً |
| Buranın 40 mil kuzeydoğusu, çölün ortasında. | Open Subtitles | 40 ميلاً في الشمال الشرقي من هنا، وسط الصحراء |
| Buranın 40 mil kuzeydoğusu, çölün ortasında. | Open Subtitles | على بعد 40 ميل إلى الشمال الشرقي من هنا، وسط الصحراء |
| Hatırladığım kadarıyla çölün ortasında bir sürü otel ve kumarhane vardı. | Open Subtitles | الكثير من الفنادق والكزنوهات في وسط الصحراء كما اذكرها |
| Doğru mu? çölün ortasında yeniliğe açık olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | في الواقع، على المرء أن يكون مبتكراً في وسط الصحراء |
| ısıtma ile. Değil, çölün ortasında. | Open Subtitles | لكنا في سيارة مريحة مع جهاز تدفئة الاَن وليس وسط الصحراء |
| çölün ortasında, bir tabutta gömülü değilsiniz tabii. | Open Subtitles | أنا في تابوت مدفون في وسط الصحراء اللعينه |
| Ama herhangi uzaylı buraya ziyarete gelseydi yeterli derecede zekâsı olurdu. çölün ortasında ölmezdi. | Open Subtitles | لكن أي مخلوقات تزور هذا الكوكب سيكون لديها ذكاء كافٍ حتى لا تموت وسط الصحراء |
| çölün ortasında kaybolduğumuzdan eminim. | Open Subtitles | متأكد إيجابياً أننا ضائعين في وسط الصحراء |
| çölün ortasında herhangi bir yerdeysek, benim için en iyi gerçeklik olur, | Open Subtitles | ولكن من الأفضل أن تكون هذه هي الحقيقة بالنسبة لي لأننا لو بقينا في وسط الصحراء |
| Bizi çölün ortasında bir ıslahevinve mi koydular? | Open Subtitles | يضعونا في مدرسة أصلاحية في وسط الصحراء ؟ |
| Bu gece lanet olası çölün ortasında ne yapıyoruz? | Open Subtitles | فقط ماذا نفعل في وسط الصحراء الملعون الليلة؟ |
| çölün ortasında bir çukurda yatmayı hak edecek hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | لا يستحق بإن تنتهي حياته في حفرة في وسط الصحراء |
| çölün ortasında hiçbir yerin ortasında, ama Vegas yolu üstünde, bilirsin işte, arada bir benzin almak için bir araba durur. | Open Subtitles | لقد كانت في وسط الصحراء, في وسط اللامكان و لكن بالطريق إلى فيجاس, لذا, كما تعلم من وقت لآخر, ستقف سيارة لتحصل على الوقود |
| - çölün ortasında lanetli bir eve. | Open Subtitles | الى منزل مسكون في وسط الصحراء. |
| Tamam, o zaman dün iki adamı çölün ortasında havaya uçurdum. | Open Subtitles | "حسن، مجدّداً، بالأمس نسفتُ رجلين في وسط الصحراء" |
| Fakat burası çölün ortasında yeşil bir ada. | Open Subtitles | لكن هذه جزيرة خضراء في وسط الصحراء |
| Ayrıyeten çölün ortasına koyulmasının sebebi; çölün ortasındayken tüm sıra dışı dini geleneklerin kaynaşıp birleştiği Yakın Doğu'nun kaynaşma noktasından yüzlerce kilometre uzakta olacak olmasıdır. | Open Subtitles | وهذا هو أيضا السبب في انه يتم وُضَعه وسط الصحراء لأنه في وسط الصحراء يوجد مئات ومئات من الأميال بعيداً عن بوتقة الشرق الأدنى وهو المكان حيث التقاليد الدينية الرائعة |
| - Çölün ortasındayız hala o soğuk hava dalgasını hissediyorum. | Open Subtitles | وسط الصحراء و لازلت أشعر بتلك الواجهة الباردة |