| Sıcak tutacak giyecekler, çizmeler, iyi bir bıçak. | Open Subtitles | بعض الملابس للتدفئة، بعض الجزم وسكين جيد |
| Veri tabanımızda elinde bıçak ve çatal olan birisini yakaladık. | Open Subtitles | لدينا شخص ما داخل قاعدة البيانات بشوكه وسكين |
| bıçak ya da tabancısı olan bir suçlu ile karşılaşsa bildiklerinin bir yararı olmaz. | Open Subtitles | إذا كان هناك رجل سيء معه بندقية وسكين لن يقوم بإستعمالهم |
| Ekmek tabağı düzenin sol üst köşesine ve tereyağı bıçağı özel bir açıyla, tekrar ağzı içeriyi gösterecek şekilde, tabağın içine konur. | TED | طبق الخبز يوضع أعلى يسار التجهيز، وسكين الزبدة يوضع على الطبق بزاوية، مرة أخرى، و شفرتها تشير إلى الداخل. |
| Kaldırma eldiveni, yaşam bıçağı ve şu eski klasik şok tabancası. | Open Subtitles | يد النهضة وسكين الحياة .. وصديقنا القديم |
| Arkamı döndüm, Gitomer orada yatıyordu, göğsünde bir bıçakla. | Open Subtitles | إستدرت وشاهدت جيتمور على كرسي اللعبة وسكين مغروزة بصدره |
| Bir adam evine geliyor ve annesini yerde kanlar içinde, göğsünde bir bıçakla yatarken buluyor. | Open Subtitles | رجل يأتي إلى المنزل فقط ليجد أمه تنزف على الأرضية وسكين محشور في صدرها |
| Ve birkaç tabancayla, bir bıçağım var. | Open Subtitles | ولدي زوجين مسدسات وسكين |
| Yanında sahte kan torbası ve içeri kaçan bıçak taşımanın bir sebebi var mı? | Open Subtitles | أكان هناك سبب لإمتلاككِ حزمة دماء مزيفة وسكين بشفرة تُسحب للخلف. |
| Kemerinde silah, çizmende bıçak. Hala da yalancısın. | Open Subtitles | بندقية في الدرج ، وسكين في ظهره. |
| Mottola adında biri. Bir taş ocağında gözüne bıçak saplanmış halde bulundu. | Open Subtitles | رجل يدعى " ماتولا " وجد في زقاق وسكين في عينه |
| Çantamda ip ve bıçak vardı, çünkü bir fabrikada çalışıyorum. | Open Subtitles | ...يوجد حبل وسكين في حقيبتي لأنني اعمل في مصنع |
| - Masadan bıçak ve peçete aldı... ve üzerine delikler açtı. | Open Subtitles | أخذ منديل وسكين ثم عمل دوائر فيه |
| Hücre arkadaşı da, göğsünde bıçak olan bir cesetmiş. | Open Subtitles | بمرافقة رجل قتله وسكين بارزة من صدره |
| Bir cebinde 40$ diğerinde mısır bıçağı. | Open Subtitles | أربعون دولارا في جيب وسكين الذرة في الآخر. |
| Kendine saygısı azdı ve ev yapımı bir bıçağı vardı. | Open Subtitles | لديها إحترام للذات منخفض ... وسكين يدوي ، لذا |
| Sen, ben ve şeytan bıçağı yeterli olmayacaktır. | Open Subtitles | أنا وأنت وسكين لن يكونوا كافيين لهذا |
| Bob Ewell şuradaki ağacın altında, kaburgalarının altına bir mutfak... bıçağı saplanmış olarak yerde yatıyor. | Open Subtitles | بوب اويل" راقد على الأرض" .... تحت تلك الشجرة هناك وسكين مطبخ إخترقت أضلاعة |
| Bob Ewell şuradaki ağacın altında, kaburgalarının altına bir mutfak... bıçağı saplanmış olarak yerde yatıyor. | Open Subtitles | بوب اويل" راقد على الأرض" .... تحت تلك الشجرة هناك وسكين مطبخ إخترقت أضلاعة |
| Şimdi onu öğrendiler ve sırtında bir bıçakla morgda yatıyor. | Open Subtitles | والآن, هم قد اكتشفوه, وهو يرقد الآن داخل المشرحة وسكين فى ظهره |
| Ne olur, ne olmaz diye yanınızda uzun bir bıçakla form aldehit dolu bir enjektör taşımazsınız. | Open Subtitles | لا أحد يمشي ومعة حقنة وسكين حادة ، هذا يزيد الشكوك |
| Evet, çünkü eve ellerinde bir maske ve bir bıçakla geldiler. | Open Subtitles | نعم، لأنهم رجعوا وبحوزتهم قناع وسكين |
| Sopam var, bıçağım var, başka bir sopam var. | Open Subtitles | لدّي خفاش، وسكين وخفاش آخر! |