| Ona bunu yapan şerefsiz toprağın altına girene kadar, o, toprağın üzerinde kalacak. | Open Subtitles | وسيبقى فوق الأرض حتى ذلك الداعر الذي فعل هذا لن يبقى حياً بعد. |
| Buradaki hiç kimse bizim kim olduğumuzu bilmiyor ve bu, böyle kalacak. | Open Subtitles | ما مِنْ أحد هنا يعرف مَنْ نكون وسيبقى الأمر على هذا الحال |
| Ön ağız ve alt ağız açık ve yeterince açık hâlde kalacak, sonra robot ileriye gitmeye başlayacak. | TED | الفم الأمامي والفم السفلي يفتح، وسيبقى مفتوحاً ما يكفي، ثم سيبدأ الروبوت بالتجديف للأمام. |
| - O olmadan çalışmazlar. - Ellsworth Toohey kovuldu ve öyle kalacak. | Open Subtitles | لن يقبلوا العمل معه إلسورث توهى فصل وسيبقى مفصولاً |
| Jim, her zaman olayların ortasındaydı, her zaman da olacaktır. | Open Subtitles | بينما جيم كان دائما في وسط الحدث كان ومازال وسيبقى جزء من الحدث |
| Bu konuyu bilen tek kişi sensin. Öyle de kalacak. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذى يعرف وسيبقى الأمر على هذا الحال |
| Herkes, 32 takım katılıyor ve kazanan dört Grup final maçına kalacak, beşinci olan size 50bin kazanacak. | Open Subtitles | اثنان وثلاثون فريقا يتنافسون وسيبقى منه 4 في النهائي |
| Pekala, git ve durdur şu kahrolası şeyi. Leito bizimle kalacak. | Open Subtitles | حسناً إذاً، قُم بتعطيلها، وسيبقى ليتو معنا |
| Pekala, git ve durdur şu kahrolası şeyi. Leito bizimle kalacak. | Open Subtitles | حسناً إذاً، قُم بتعطيلها، وسيبقى ليتو معنا |
| Mm-hmm. Donna'nın cesedi ise bıraktığın yerde kalacak. | Open Subtitles | وسيبقى جسد دونا فى المكان الذى تركتها فيه |
| Al tek başına. Başka türlü olmasına... - karar verene dek de öyle kalacak. | Open Subtitles | إنه وحيد هناك، وسيبقى كذلك حتى يقرر العكس |
| Kayıt kilit altında tutulacak... ve bu bizim aramızda kalacak. | Open Subtitles | سيتم حفظ هذا التسجيل وسيبقى هذا الأمر بيننا |
| Bu demek oluyor ki bina mühürlenmiş, ve birisi gelip güvenlik protokollerini iptal edene kadar öyle kalacak. | Open Subtitles | وسيبقى مغلق حتى يتجاوز شخص ما أمن البروتوكولات |
| Bilmesi gereken her şeyi biliyor ve öyle de kalacak. Yoksa o yüzük hiç uygun olmayan bir yerden çıkıverir. | Open Subtitles | وسيبقى الحال هكذا وإلاّ فإنّ ذلك الخاتم قد يظهر في مكان غير ملائم |
| Çelik paslanıp gidecek ve sadece resif kalacak. | Open Subtitles | سيتآكل الفولاذ من الصّدأ، وسيبقى المرجان مستقلاّ. |
| Dinle, o benim oğlum ve sadece bir kaç gün burada kalacak. | Open Subtitles | استمع الي انه ابني وسيبقى هنا لبضعة ايام |
| Hem bu yüzük sonsuza dek parmağımda kalacak hem de Rajadi kalbimde kalacak. | Open Subtitles | هذا الخاتم سيظل في اصبعي للأبد وسيبقى الراجادي في قلبي للأبد |
| Bu bölgenin kenti, kültürü ve düşünsel DNA'sı o kadar güzel bir şekilde karmaşık ve çeşitli kalmıştır ki, kısmen İslam öncesi, yerli geleneklerden türeyen hikâye anlatım geleneklerinde kain olacaktır. | TED | المدينة والحضارة والحمض النووي لهذه المنطقة لا يزال معقدًا ومتنوعًا للغاية، وسيبقى جزءًا منه دائمًا، موجود في رواية القصة المستمدة من التقاليد الأصلية، أي تقاليد ما قبل الإسلام. |
| Ben ayakta kaldığım sürece bu böyle olacaktır. | Open Subtitles | وسيبقى الحال على ما هو عليه ما دمت حياً |
| Internet buluşmak bir devrim günde 100 mesaj alıyorum zavallıları eliyorum ve sonunda benimle tanışmak isteyen can atan düzinelerce yakışıklı kalıyor | Open Subtitles | ازيل الفاشلون، وسيبقى لديّ العشرات من الرجال الوسيمون والناجحون، يتوقون للقائي |
| - Sen bana ismi ver, Francie'nin durumu da gizli kalmaya devam etsin! | Open Subtitles | اخبريني وسيبقى سر فرانسي في امان |