| Yapamam. Bunları kendiniz yaptınız. Simon sonuçlarına katlanacağınıza söz vermişti. | Open Subtitles | لا يمكنني، هذه أفعالكم أنتم، وسيمون وعد بأنكم ستتحملون النتائج |
| Simon ve Garfunkel'in kullandıklarındandır, dahası bu hortum ucu, suyu düzenli dağıtır. | Open Subtitles | وسيمون وغرافينكل زائد واحد لرش الماء بانتظام |
| Sen ve Frank, Cole, hatta Bob bile yakışıklı ve ünlü olduğunuz için kızlarla birlikte oluyorsunuz. | Open Subtitles | انت وفرانك وكول وحتي بوب تحصلون علي الفتيات لأنكم وسيمون ومشورون |
| Hepsi çok yakışıklı ve erkeksi, değil mi? | Open Subtitles | جميعهم يبدون رجالاً وسيمون, صحيح؟ |
| Hastanedeki 16 aydan sonra, Simone'a ve bana uzman görüşü sunuldu. Biz hala bir tedavinin mümkünlüğüne inanıyorduk. | TED | أكثر من 16 شهراً في المستشفى، قُدّم لنا أنا وسيمون رأي الخبراء الذين يأملون بوجود علاج أُثبت ضرره النفسي. |
| Ne kadar yakışıklılar, bak! Güzel erkekler! | Open Subtitles | انظر كم هم وسيمون, يالهم من شباب جيّدون |
| O ve Simon kasaba dışında bir kulüpte tartışmışlar | Open Subtitles | هو وسيمون دخلوا في نوع من الجدل. خارج النادي الريفي. |
| Jay ve Simon benden ayrılmıştı. | Open Subtitles | جاي وسيمون قد غادر لي ، كما قال جاي ذلك، |
| Gerçekten de öyle ama şu anda sen ve Simon birlikte olmalısınız. | Open Subtitles | انه حقا، ولكن الآن، أنت وسيمون يجب أن نكون معا. |
| Ben ve Simon birkaç gün önce orada birlikte çalıştık. | Open Subtitles | أنا وسيمون كنا نعمل سوياً في المركز الطبي قبل بضعة أيام |
| İki dostumun, Tarsuslu Saul ve Kfar Nahumlu Simon'un bırakılmasını istemeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لطلب الافراج عن اثنين من إخوتي... شاول الطرسوسي وسيمون كفرناحوم. |
| Ben yangın merdivenini kontrol ederken o ve Simon'ı tutukladılar. | Open Subtitles | هي وسيمون تم إعتقلاهم عندما كنت افحص مخرج النجاة من الحريق |
| - Ve bazıları farkedilir derecede yakışıklı maceracılar. | Open Subtitles | و بعضهم مغامرون وسيمون بشكل مميز |
| yakışıklı olduğu için istediğini elde eden biri. | Open Subtitles | الذين حياتهم سهلة لأنهم وسيمون |
| Etrafımda benden çok daha yakışıklı... ve hakiki gençliğin heyecanı içindeki erkekler varken... zinde kalmak için sonsuza kadar ovalamalarla, jimnastik toplarıyla... ve glandüler iğneleriyle uğraşsam ne fayda edecekti ki? | Open Subtitles | أحاول دوماً التأقلم مع التدليك وجلسات العلاج والحقن الغُدي بينما يكون حولي دائماً رجال كثيرون وسيمون لديهم تشويق الشباب الدائم .. |
| Tamam. yakışıklı olmadığımız biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، نحن نعلم أنّنا لسنا وسيمون |
| yakışıklı olmadığımızı onun da bildiğinin farkındayız. | Open Subtitles | و نعلم أنّها تعلم أنّنا لسنا وسيمون |
| Oradaki adamların yakışıklı olduğunu söylerler. | Open Subtitles | رجال وسيمون هناك, كما يُقال. |
| Son birkaç yıldır Simone'la birlikte yapmaya çalıştığımız şey bu. | TED | وهذا ما نحاول أنا وسيمون القيام به خلال السنوات العديدة الماضية. |
| Merhaba, yakışıklılar. | Open Subtitles | أوه، مرحباً، رجال وسيمون. |
| Bariz yakışıklıyız, adamım. | Open Subtitles | نحن مجرد وسيمون بسطاء يا رجل |
| Peki ya hem iyi görünen hem de akıllı olanlar nasıl? | Open Subtitles | وماذا عن أولئك الذين هم أذكياء و وسيمون |