| Çünkü öyle söylemezsem, gerçekten kafayı yiyecek gibi, ölecek gibi oluyorum. | Open Subtitles | لأننى ان لم افعل ذلك سأجن أشعر وكأنني على وشك الموت |
| ölüyor ve... oğlunu bulmam için... benden yardım istedi. | Open Subtitles | إنه على وشك الموت و هو مريض و لقد طلب أن أساعده في العثور على ابنه |
| Copley'i koridorda gördüğümde öleceğini biliyordum. | Open Subtitles | ، عندما رأيت كوبلى بمدخل الباب . عرفت أنه على وشك الموت |
| Geçen defa onu dinledim diye Başkan neredeyse ölüyordu. | Open Subtitles | حتى المرة السابقة، لقد كان على وشك الموت وهو يتبعني |
| Kanser oldun, neredeyse ölüyordun, ama benim hastaneye bile girmeme izin vermedin. | Open Subtitles | ـ لقد كنت مصابة بالسرطان وكنتِ على وشك الموت ـ لكنك لم تسمحي لي حتى بدخول المستشفى |
| Neredeyse ölüyordum ondan yem veremedim. | Open Subtitles | كُنت على وشك الموت لهذا لم أستطع أن أطعمهم |
| Yakında Öleceğim ve ellerimde bir göğüs hissetmeden Öleceğim. | Open Subtitles | فأنا على وشك الموت دون أن ألمس صدر فتاة بيدي |
| Bir daha beni uyandırdığında ayak başparmağında etiket olacak kadar ölüme yakın olsun. | Open Subtitles | المرة القادمة التي توقظيني فيها , من الأفضل أن يكون على وشك الموت , هناك شئ عالق بإصبعه |
| Buraya kadar geldik ve şimdi Elora Danan ölecek | Open Subtitles | لقد إقتربنا جداً, ولكن إلورا على وشك الموت. |
| Ama eğer ölecek gibi hissediyorsan, senin yanında olurum. | Open Subtitles | ان كنتِ تشعرين بأنكِ على وشك الموت فانني أفضل أن أكون برفقتك |
| Artık daha fazla gidemem. ölecek gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الاستمرار في السير أشعر كأنني على وشك الموت |
| Yani Bay Litch'e ölüyor olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | ربما ذلك لأنه ظن انه على وشك الموت |
| Zavallı, yapayalnız arkadaşımız ölüyor. | Open Subtitles | الرفيق المسكين الوحيد على وشك الموت. |
| Birine şaka yaparken yakında öleceğini nasıl söylersin? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تخبر شخصاً أنه على وشك الموت بينما هو مرحاً؟ |
| Ama 2.30'daki hastana öleceğini söylemen gerekirse biraz daha hassas davranırsın. | Open Subtitles | ولكن عندما تستقبل المريض المقبل وينبغي لك أن تقول له أنه كان على وشك الموت. إفعل ذلك برقة وإحساس قليلاً. |
| Sana söyledim mi bilmiyorum tutuklandığımda annem neredeyse ölüyordu. | Open Subtitles | لا أعرف إن قلت لك ذلك من قبل لكن حين تم اعتقالي فإن أمي كانت على وشك الموت |
| Sen daha yeni hastaneden çıktın sayılır. neredeyse ölüyordun. | Open Subtitles | لقد كنت في المستشفى ، وكنت على وشك الموت |
| Tanrı şahittir ki, onun kaçtığını öğrendiğimde Neredeyse ölüyordum. | Open Subtitles | الله يعلم أنني كنت على وشك الموت عندما اكتشفت أنها قد ذهبت |
| "Seks yapmazsam Öleceğim" hissini veren arzuyu hatırlamak zorundayım. | Open Subtitles | تذكرت شعورى كنت على وشك الموت إذا لم اقم بممارسة الجنس. |
| ölüme yakın olsam bilirdim. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف ما إذا كنت على وشك الموت |
| Burada öleceksin biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت على وشك الموت هنا أتعلمين ذلك ؟ |
| Berbat bir şekilde ölmek üzeresin, ama saçın güzel. | Open Subtitles | أنت على وشك الموت بشناعة، لكن شعرك بخير. |
| Pekâlâ, durumumuzu bir özetleyelim. Tamamen kaybolduk ve ölmek üzereyiz. | Open Subtitles | هذا هو الموقف ، نحن تائهون بدون أمل بالنجاة ، وعلى وشك الموت |
| Bu yılanı bulduğumuz zaman neredeyse ölmek üzereydi. | Open Subtitles | عندما أحضرنا هذا الثعبان كان على وشك الموت أو ميت تقريباً |
| - Ama kapana kisildiniz efendim ve ölmek üzeresiniz. - Evet kisildim. | Open Subtitles | ولكن أنت محصور سيدي وعلى وشك الموت - نعم أنا محصور - |
| ölmek üzere olan bir anne, sırf acıyacak diye ilik testini reddetmez. | Open Subtitles | الأم التي على وشك الموت لا ترفض فحص التوافق لمجرّد أنّه يؤلم |