Bulgularınıza baktım ve iyi durumda olduğumuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | قمت بالإطلاع على اكتشافاتك و اعتقد أننا في وضع جيد |
Vatandaşlık alabilmek için bazı şartları sağlamanız ve Amerikan hükümetiyle iyi durumda olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | والآن لكي تحصل على حق المواطنة عليك أن تلبي المتطلبات الأهلية المعينة ليكون لديك وضع جيد أمام الحكومة الأمريكية |
Fiziksel olarak iyi durumda. | Open Subtitles | جسدياً,هي في وضع جيد |
"T" eksi iki haftamız var ama hala iyi durumdayız. | Open Subtitles | نحن "T" ناقص اسبوعين ولكن مازلنا فى وضع جيد |
Büyük çoğunluğunda iyi durumdayız. | Open Subtitles | ونحن في وضع جيد تقريبًا في جميعها |
AMA ŞİMDİ İYİYİZ, DEĞİL Mİ? | Open Subtitles | "ولكننا في وضع جيد الآن، صحيح؟" |
İsa bir marangozdu. Senin gibi insanlar, kişi olarak iyi. | Open Subtitles | . الناس يحبونك لشخصك فإنك حقا ً فى وضع جيد |
Adamım, hiç iyi durumda değil. | Open Subtitles | ياللرجل , هو ليس في وضع جيد |
Çok da iyi durumda olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | استطيع أن أقول أن الحواجز في وضع جيد . |
Veda da daha iyi durumda olurdu, değil mi? | Open Subtitles | كانت لتصبح في وضع جيد |
İyi durumda. | Open Subtitles | إنه في وضع جيد. |
İyi durumdayız o zaman. | Open Subtitles | إذن نحن فى وضع جيد. |
Bence iyi durumdayız. | Open Subtitles | اعتقد بأننا في وضع جيد. |
EVET, HEM DE ÇOK İYİYİZ. | Open Subtitles | "نعم، وضع جيد حقاً" |
Senin gibi insanlar, kişi olarak iyi. Gerçekten başarılısın. | Open Subtitles | . الناس يحبونك لشخصك فإنك حقا ً فى وضع جيد |