Size çok aptalca, çok ilkelce gelebilir, ama söylüyorum o adam bütün hayatını size adadı ve siz ona arkanızı döndünüz, çocuklar. | Open Subtitles | الأمر يبدو كأنه في غاية السخف و موضة قديمة لكني أقول لك لقد وضع حياته كلها فيكما و أنتما قد أدرتما ظهريكما له |
Biri paraşütlerimden biriyle atlarken hayatını benim ellerime bırakır. | Open Subtitles | عندما يقفز رجل وهو يحمل مظلتي فهو قد وضع حياته بين يدي |
O çocuğu, kurt sürüsünden kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | وضع حياته على المحكّ لينقذ ذلك الفتى من قطيع ذئاب |
Her sahaya çıktığında takım arkadaşları için hayatını riske attığını bildiğin adamın başına. | Open Subtitles | رجل أنت عرفته وضع حياته على المحك من أجل زملائه بكلّ مرّة خرج على الجليد. |
Dövüşerek hayatını öne süren Choi Young sayesindedir. | Open Subtitles | . هذا بفضل تشوي يونج الذي وضع حياته في خطر و حارب لأجلكم |
Bundan kurtulmamın sebebi ise beni kurtarmak için hayatını ortaya koyan o adamdı. | Open Subtitles | ،السبب في خروجي من ذلك الوضع كان لوجود رجل ما وضع حياته على المحك لأجل إنقاذي |
Üzgündüm çünkü oğlumuz yine hayatını tehlikeye atıyor ve kızımız davetlilere yumruklar savuruyordu. | Open Subtitles | لقد كُنت مُنزعجة. لقد ابننا قد وضع حياته علي المحك ثانيةً، وابنتنا لكمت وجهت بعض اللكمات لضيوف الحفل. |
Bu ülke için hayatını tehlikeye attığının farkındayım. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه وضع حياته على الخط من اجل بلاده |
Orada olduğumuz sürece Qasim bizim için hayatını ortaya koydu. | Open Subtitles | قاسم وضع حياته على المحك من أجلنا كل يوم |
Sorun ise flaş diski aldığınızdan andan beri kendi hayatını ve çocuklarının hayatını sizin ellerinize bıraktı. | Open Subtitles | المشكلة بدأت عندما قبلت الذاكرة وضع حياته وحياة أطفاله في يديك |
Ben sorumluluktan kaçmaya çalışıyorum sense bir adamın hayatını benim ellerime bırakıyorsun. | Open Subtitles | أنا أحاول تحرير نفسي من المسؤوليات و أنت تريد وضع حياته تحت رحمتي؟ |
Viyana'daki bombalı saldırı sırasında insanların hayatını kurtarmak için kendini tehlikeye attı. | Open Subtitles | وضع حياته على المحك لينقذ الآخرين خلال انفجار مقر الأمم المتحدة في فيينا |
Tabii. hayatını binlerce kez sana teslim eden adam. | Open Subtitles | صحيح، الرجل الذي وضع حياته بين يديك نحو ألفيّ مرة. |
İyi bir arkadaşım, hayatını ellerime bıraktı. | Open Subtitles | تعلمون، صديق جيد وضع حياته في يدي. |
Albay O'Neill hayatını size teslim etti. | Open Subtitles | كولونيل اونيل وضع حياته بين ايديكم |
Ve David Hunter hayatını sizin ellerinize bıraktı. | Open Subtitles | و ديفيد هنتر وضع حياته تحت تصرفك |
hayatını tehlikeye atıp içinde bulunduğu durumda çıktı ve yeniden kahraman oldu. | Open Subtitles | وضع حياته على المحك... وعاد بطلاً مجدداً |
hayatını bize teslim etti. | Open Subtitles | لقد وضع حياته بين أيدينا |
İçlerinden bir tanesi şu anda Gon için hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | أحدهم وضع حياته على المحكّ لإنقاذ (جون). |
Eyal benim için hayatını ortaya koydu. | Open Subtitles | إيال) وضع حياته) على المحك من أجلى |