| Küçük bir tatile çıkayım diyordum ve senin de bana katılmak isteyebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | فكّرت بقضاء عطلة قصيرة وظننتك قد ترغب بالإنضمام لي. | 
| Çantaya koydum, çoktan ücretini okuttuğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد وضعته في الحقيبة وظننتك قد اضفته للحساب بالفعل | 
| Kasabada olacak, bilmen gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | سيُقام الزفاف في المدينة، وظننتك يجب أن تعرف، | 
| Üç sene önce ayrıldın. Şimdiye kadar başka bir iş bulursun sanmıştım. | Open Subtitles | لقد استقلت قبل ثلاث سنوات، وظننتك ستجد شيء آخر قبل الآن | 
| Ben de içinin bomboş olduğunu görene kadar seni iyi birisi sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتك رجلا طيبا حتى أدركت أنه لا يوجد أيّ شيء بداخلك | 
| Beni kurtarmanın yolu senden geçiyor sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتك المفتاح الشافي لإنقاذي | 
| Kasabada olacak, bilmen gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | سيُقام الزفاف في المدينة، وظننتك يجب أن تعرف، | 
| Senin de uyanık olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | - لم أتمكن من النوم وظننتك ربما تكوني مستيقظة. | 
| Senin de uyanık olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | - لم أتمكن من النوم وظننتك ربما تكوني مستيقظة. | 
| Önce, Alex'ten hoşlandığını düşündüm, sonra, dün gece, oteline gittim ve Alex'ten hoşlandığını düşündüm. | Open Subtitles | بادئ الأمر، ظننت أنك ،(مغرم بـ(ألكس ،وأمس، ذهبت لفندقك (وظننتك خضعت لـ(ألكس | 
| Senin için de sorun olmayacağını sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتك لن تمانع بهذا | 
| Seni farklı biri sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتك مختلفة |