| Ama onun Amerikalı yönlerini ve alışkanlıklarını anla onları sevginle değiştir. | Open Subtitles | ولكنك بمعرفة طرقه وعاداته الأمريكية يمكنك تغييرها لما يناسبك |
| Buradaki adamların hepsi Errol'un alışkanlıkları ve rutinlerine aşinadırlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال هنا جميعا على درايه لعادات ارول وعاداته |
| Kanunlarına ve geleneklerine bağlı kalacağına, sırlarını koruyacağına canına pahasına yemin ediyor musun? | Open Subtitles | هل تقسم بحياتك التمسك بقوانينه وعاداته والحفاظ على أسراره؟ |
| Seslerin dünyasında yaşayan sağır bir insan olarak, bu yabancı bir ülkede onun kurallarını, geleneklerini, davranışlarını ve standartlarını hiçbir şekilde sorgulayamadan, onlara körü körüne uyarak yaşamak gibi. | TED | كشخص أصم يعيش في عالم الصوت، يشبه ذلك العيش في بلد أجنبي، أمتثل لقواعده وعاداته وسلوكياته ومعاييره دون تفكير بدون التشكيك فيها أبداً. |
| ve...temiz olup olmadığı...sorgulanabilir. | Open Subtitles | وعاداته وأحواله .. مريبةً قليلاً |
| Öncelikle davranışlarını ve alışkanlıklarını gözlemlemek için yerini belirleyeceğiz. | Open Subtitles | أولا سنقوم بتعقبه لدراسة سلوكه وعاداته |
| Ayrıca İngiltere'den bahsetti bana kralları ve gelenekleri hakkında. | Open Subtitles | وأخبرني أيضاً عن (أنكلترا)، وعن ملوكه وعاداته. |
| Tyler'i taniyan ve aliskanliklarini bilen biri. | Open Subtitles | -شخص يعرف (تايلر) وعاداته . |
| Tyler'ı tanıyan ve alışkanlıklarını bilen biri. | Open Subtitles | -شخص يعرف (تايلر) وعاداته . |