Bedeni dün gece bir binanın duvarında doldurulmuş olarak bulundu. | Open Subtitles | وعثر على جثتها محشوة في جدار مبنى الليلة الماضية. |
Cesedi dün sabah kat görevlisi tarafından üst katta bulundu. | Open Subtitles | وعثر على جثته في منزل بالطابق العلوي صباح أمس من قبل موظف |
Nick'in karşı sokağındaki başka bir evde başka bir ceset bulundu. | Open Subtitles | وعثر على جثة أخرى في منزل آخر في الشارع المقابل ل نيك |
Kappa Kappa Theta evinde bir kadın cesedi bulundu. | Open Subtitles | وعثر على جثة امرأة داخل المنزل كابا كابا ثيتا. |
Bu sabah doktora gittim. Bir şeyler buldu. | Open Subtitles | زرت الطبيب في الصباح وعثر على هذا الشيء. |
Bedenini ormanda bir kaç avcı buldu. | Open Subtitles | وعثر على جثتها بعد أسبوعين ثم في عمق الغابات بواسطة صياد. |
Nick'in karşı sokağındaki başka bir evde başka bir ceset bulundu. | Open Subtitles | هناك اخبار سيئة اكثر؟ وعثر على جثة أخرى في منزل آخر في الشارع المقابل ل نيك. |
İki ceset de sizin cenaze evinizin müşterilerinin mezarlarında bulundu. | Open Subtitles | وعثر على الجثتين في قبري زبونين لدى دار الجنازة |
Kelly'nin cesedi Rykers Sokağı'nda bulundu. | Open Subtitles | [ وعثر على جثة [ كيلي ] هنــا بشــارع [ ريكرز أليي |
Ve evlere girişlerin kapatılmış olduğu bulundu. | Open Subtitles | وعثر على مداخل منازلهم محكمة الإغلاق |
Bedeni size ait bir binada bulundu. | Open Subtitles | وعثر على جثتها في مبنى تملكها أنت. |
Bedeni 3 ay sonra karlar eridiğinde bulundu. | Open Subtitles | وعثر على جثتها بعد ثلاثة أشهر بعد أن ذاب الثلج . |
Bir başka Hanka bilim adamı ölü bulundu. | Open Subtitles | وعثر على عالم اخر من الهنكا ميتا. |
Silahı olay yerinde bulundu. | Open Subtitles | وعثر على سلاح في مكان الحادث. |
Aldığı para dairesinde bulundu. | Open Subtitles | وعثر على المال في شقته. |
MaryJane'in cesediyse bu bavulda bulundu. | Open Subtitles | (وعثر على جثة (ماري جين في هذه الحقيبة |
MaryJane'nin cesedi bu bavulda bulundu. | Open Subtitles | وعثر على جثة (ماري) جين في هذه الحقيبة |
Ve şu an taktığın, annemin kolyesini buldu. | Open Subtitles | وعثر على قلاده امى التى ترتدينها الان |
Fakat sadece Cantor, kimsenin yapamadığı bu yolculuğu yaptı, ve cevabı buldu. | Open Subtitles | لكنه (كانتور)، من خاض الرحلة التي يم يخضها أحد غيره، وعثر على الاجابة. |