| Her neyse. Gidip Kardeşlik üyesi bir büyücüden yardım istemeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لا يهم، وعرفت أنه لن يتوجه إلى ساحر من الأخوية |
| Okuldayken, Oda'yı tekrar açmanın tehlikeli olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت أنه من غير الآمن فتح الغرفة مجددا كالما أنا فى المدرسة |
| Sarah, görüşmem gereken kişisel bir çağrım vardı, ve kriz anında bunun uygunsuz görüneceğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد كان لدي مكالمة خاصة وعرفت أنه من غير اللائق |
| Bir gün gerçekten öldüreceklerini biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت أنه في يومِ ما سيفعلوها في الحقيقة. |
| Khalid Ansari'yi tanıyorum ve beni vurmayacağını biliyordum. | Open Subtitles | أنا أعرف خالد الأنصاري وعرفت أنه لن يطلق علي النار |
| O parayı burada çalışarak kazanmadığını biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت أنه لم يكسب كل هذا المال جراء عمله هنا |
| Babamın yüzüne baktım çünkü onun yaptığını biliyordum. | Open Subtitles | فنظرت في وجه أبي وعرفت أنه الفاعل |
| O olmadığına yemin etti ben olmadığımı da biliyordum. | Open Subtitles | أقسم أنه لم يكن هو وعرفت أنه لك يكن أنا |
| Ve bir gün beni sevmekten vazgeçeceğini biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت أنه في يوم ما ستتوقفين عن حبي |
| Ve o gün başka birini daha dolandırmayacağını biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت أنه لن يغش أحداً ثانية يومها |
| Teniste, eğer bir numara olmak için yeterince şanslıysam ve o yaşta dahi biliyordum ki bir kız olarak etki etmem daha zor olacaktı, o altyapım vardı. | TED | وأن التنس، إن كنت محظوظة بما فيه الكفاية لأكون الأفضل في العالم-- وعرفت أنه من الصعب أن يكون لدي تأثير لكوني أنثى، في مثل ذلك العمر-- أنني أملك هذه المنبر. |