Yüzyıllara dayanan düşmanlık, on yıllarca süren şiddet ve binlerce can kaybına rağmen, 1998'de tarihi bir anlaşamayla neticeye ulaştırıldı. | TED | رغم قرون من العداء وعقود من العنف والآلاف من القتلى والضحايا في عام 1998 ظهر حل حيث عقدت اتفاقية تاريخية |
diyorlar. ve tabii ki bu terör çağını ayrımcılık ve yıllar süren ırkçılık takip etti. | TED | وتلك الفترة من الإرهاب ، بالطبع ، قد تلتها فترة الفصل العنصري وعقود من التبعية العنصرية والتمييز. |
Bilirsiniz onyıllarca onyıllarca ve onyıllarca süren bir propaganda ve eğitim alırız bize belli bir şekilde düşünmemizi öğreten. | Open Subtitles | وبعد ذلك يسمى الاستقلال. تعلمون بذلك منذ عقود وعقود وعقود بالدعاية والتعليم |
Şimdi Bedford rektör araştırma bursları ve inşaat sözleşmeleri sayesinde milyon dolarlarla oynuyor. | Open Subtitles | الآن هو الرئيس يخرج الملاين من الدولارات في منح بحثية وعقود بناء |
Buraya kira kontratları ve mülkler hakkında konuşmaya gelmediniz mi? | Open Subtitles | حسناً ، أنت هنا لتناقش الأيجار ، وعقود الأيجار ، صحيح ؟ |
İçinde petrol ve gaz projeleri ve Federal Büro'nun sözleşme ve program tarihleri var. | Open Subtitles | يوجد مخططات النفط والبنزين بها وعقود الوكالة الفدرالية وجدول التواريخ |
Onyıllardır ormanlar karbonu içine çekip gövdelerinde ve yapraklarında organik madde olarak saklıyor. | Open Subtitles | عقود وعقود والغابات تمتص ثاني اكسيد الكربون محوّلة إياه إلى جذوع وأوراق وأشكال عضوية |
Varlıklarının yegane belgeleri, gizli dokümanların oluşturduğu labirentte, boşluklara sahip değiştirilmiş yazılar ve sonunda hep kaybolmuş ya da imha edilmiş görünen belgelerle dolu uzun yıllarda gömülü. | Open Subtitles | المعرفة ذاتها عن وجودهم دُفنت في تيه العمل الكتابي السري وعقود من التعتيم على النصوص الموجودة والوثائق التي بدت دائماً لتنتهي مفقودة أو مدمرة |
Ben de büyük lige girmiş iyi bir transfer yapmış bir oyuncu bir yatırımcı ve baba olacaktım. | Open Subtitles | وكنتُ سأصبح لاعب مُتخصص في دوري الكرة... بشكل لا يوصف من الشهرة... ، وعقود خيالية... |
Estonyalı bir adam, Sovyet fakiri olarak parayı akladı uyuşturucu tacirliği yaptı ve hesabını şişirdi dolandırıcılıkla. | Open Subtitles | هو مـن إستونيـا رجــل أخــرج نفســه من النظام الشيوعي والفقر عن طريـق غسـل الأمـــوال والتجـارة بالمخدرات وعقود القتـل أحياناً |
Burada Ukata'daki bir maden ile ilgili... Bir sürü e-mail ve sözleşmeler var. | Open Subtitles | هناك مجموعة رسائل بريدية ألكترونية وعقود هنا تتعلق بمنجم في "يوكاتا" |
Ben ve diğerleri Bağlayıcı Çocuklar'ız anladın mı? Depozitoları biz alırız, bağlayıcılar. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا وبقية الفتية ، كنّا " الصبية الموثوقين نقوم بأخذ الودائع، وعقود المؤقتة |
Telefon kayıtlarından ve kira anlaşmalarından iz sürmeye çalışıyoruz ama pek bir şey çıkacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | نحاول تعقب سوابقهم كسجلات الهواتف وعقود الأيجار لكنلاأعتقدأنناسنحصلعلىالكثير . |
Karar yeni uçakların ve rotaların önünü açacak. | Open Subtitles | للطائرات الجديدة وعقود الطريق |
Karar, yeni uçaklar ve rotalar için yolu açacak. | Open Subtitles | للطائرات الجديدة وعقود الطريق |
- Malzemeler, kira ve diğer her şey. | Open Subtitles | -المعدات وعقود الايجار وكل شيء |
Büyük yeşil tekerdeki küçük dişli olduğunu biliyorum ve kesinlikle, yasadışı silahların ve onlarca yıl hapis cezasının ötesine bakmayı istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك مجرد شخص ثانوي في عجلة خضراء كبيرة وأنوي بالفعل النظر بتخطي لكل هذه الأسلحة الغير قانونية ... وعقود من السجن .. |
Arjantin ve açık deniz sondaj sözleşmeleri-- | Open Subtitles | الأرجنتين وعقود الحفر البحرية... |
Kolye ve küpe olarak mı bir milyon dolar? | Open Subtitles | مليون دولار برهن سلاسل وعقود |
- ve sözleşmeler. | Open Subtitles | - وعقود |