| O gülünç pembe önlükleri çıkar ve yapmak için doğduğun işe dön. | Open Subtitles | تخلصي من هذا الرداء الوردي السخيف وعودي للعمل الذي ولدت لتقومي به. |
| Tekrar gerçek ismini kullan ve eski hayatına geri dön. | Open Subtitles | أستخدمي أسمكِ الحقيقي مجدداً , وعودي لنمط حياتكِ القديم |
| Otele dön. Taksiye bin ve geri dön! | Open Subtitles | عودي الي الفندق، خذي سيّارة أجرة وعودي الي الفندق. |
| Ve ben her zaman sözlerimi tutarım karıcığım. | Open Subtitles | وأنا دائماً ما أحافظ علي وعودي ، يا زوجتي |
| Sadece kendime söz verdiğimi hatırlıyorum ve gerçekten sözümü tutmaya çalışıyorum. | TED | أتذكر فقط أنني أخذت عهدا على نفسي، وأحاول فعلا المحافظة على وعودي. |
| Benim için endişelenmeyi bırakın ve işinize geri dönün, hepiniz. | Open Subtitles | وتوقفي عن القلق بشأني .. وعودي للعمل، جميعكم |
| - 16'ncı yaşgününe kadar her şeyi düzelteceğime dair sana söz verdim ve ben verdiğim sözü tutarım. | Open Subtitles | انني سأصلح الأمور بحلول عيد ميلادك ال 16 وانا احفظ وعودي |
| Şimdi bavullarımızı al ve taksiye geri dön, birazdan merdivenlerde buluşuruz. | Open Subtitles | لا تكوني حمقاء، فلتأخذي فقط سيّارة الأجرة وإجلبي جميع الحقائب حقائبكِ وحقائبي وعودي إلى هنا وسأقابلك في الأسفل |
| Harika eşyalarını topla Boktan hayatına geri dön | Open Subtitles | عظيم فلتذهبي احزمي حقائبك وعودي إلى حياتك البائسة |
| Bu gece motelde kal. Yarın da eve dön. | Open Subtitles | ابحثي عن فندق الليلة وعودي إلى ديارك غداً |
| Git ve en kısa ürede eve dön. Hayır, eminim. | Open Subtitles | اذهبي، وعودي بأسرع ما يمكن لا، أنا متأكدة. |
| Hoboken'da fahişeliğe dön! | Open Subtitles | ارحلي وعودي الى عملك الحقير ايتها العاهرة |
| Teşekkür ederim anne! Odama bırak ve eve dön. | Open Subtitles | شكرًا يا أمي فقط اتركيها في حجرتي، وعودي للمنزل |
| Gidip sor bakalım sözlerimi tutuyor muymuşum? | Open Subtitles | بإمكانك سؤاله إن كنت أحفظ وعودي أم لا |
| Ben her zaman sözlerimi tuttum değil mi? | Open Subtitles | لطالما حافظت على وعودي أليس كذلك؟ |
| sözlerimi tutmaya çalıştım. | Open Subtitles | أنا أميل للحفاظ على وعودي. |
| Şükranla belirtmeliyim ki, çok yorucu beş ayın ardından ekibimin güvenliğini tekrardan temin edip sizlere verdiğim, sadece mahkumları değil, Wentworth'un işleyişini de rehabilite etme sözümü yerine getirmiş bulunuyorum. | Open Subtitles | ممتنه أنه بعد خمس شهور مرهقة أستطيع أن أؤكد بكل ثقة على أهمية سلامة طاقمي و أن انفذ وعودي لكم بخصوص اعادة التأهيل |
| Ama Nolan ve arkadaşlarının aksine ben sözümü tutarım. | Open Subtitles | ولكن على عكس نولان وأصدقائه أنا أحافظ على وعودي |
| Saldırgan tutumunuza son verip evinize dönün. | Open Subtitles | أوقفي فعلك العدواني وعودي لبيتك |
| Gerçekten benim ona verdiğim sözü hatırlamış mıydı acaba? | Open Subtitles | تذكر وعودي له بالتدخين |
| Söylemeyeceğime ona yemin ettim. Verdiğim sözleri tutarım. | Open Subtitles | قد وعدتها ألاّ أفعل ذلك، و أنا أبقي على وعودي. |
| Ameliyata girdim. Yemin elimde yazılıydı. Yeminlerimi sildim! | Open Subtitles | لقد اشتركت و الوعود كانت على يدي أنا أزلت وعودي |