| Bazen aynanın karşısında dururum, gözlerim sürekli büyür. | Open Subtitles | أحيانا أقف أمام المرآة. وعيني تصبح أكبر و أكبر. |
| Ellerim titriyor ve gözlerim de pek iyi değil. | Open Subtitles | يداي ترتجفاً يا كريستين وعيني تبدو في حالة سيئة |
| Ama gözlerim, otoyollar, gökdelenler... | Open Subtitles | وعيني ترى الطرق السريعه, والزحف العمراني |
| Yani işten anlamayan gözler bile ne kadar zayıf bir destek olduğunu anlar. Üstelik benim gözlerim eğitimli. | Open Subtitles | إنها بلا قيمة, حتى على العين الغير متمرسة وأنا أنظر إليها, وعيني متمرسة |
| Evet, bir gözüm kör ve diğeri de az yediğim için enfeksiyon kaptı yorgundum ve çok fazla klor içeren bir havuzda yüzmüştüm ve gözlüklerimi de Lands Optik'te unutmuştum ama o balığı gördüm! | Open Subtitles | بالتأكيد أنا أعور.وعيني الأخرى كانت مصابة في هذا اليوم وكنت مرهقا أيضا.. كما انني سبحت في حوض ملئ بالكلورين |
| Eskiden olsa tırmanmadığım yer kalmazdı. Hem de gözlerim kapalı. | Open Subtitles | لقد كنت ماهرًا للغاية من قبل، كنت أفعل ذلك وعيني مغلقة. |
| Evet, burnum tıkalı, boğazım kaşınıyor ve gözlerim tamamen şişti. | Open Subtitles | نعم، أنفي مقفل, حلقي مبحوح, وعيني كلهما منتفخة. |
| Ve gözlerim buradaki kabile ilişkilerinin karışıklığı konusunda açıktı. | Open Subtitles | وعيني مفتوحة إلى تعقيد العلاقات القبلية هنا. |
| Böyle dinlenmeyi tercih ederim. Dik ve gözlerim açık. | Open Subtitles | أنا أحب أن أستريح هكذا، مستقيم وعيني مفتوحة |
| Yeniden dogdum, gözlerim Kutsal Dünya'ya ve henüz gerçeklesmeyen vaade açildi. | Open Subtitles | لقد ولدت من جديد وعيني فتحت على العالم المقدس وطبقاُ للوعد لما سيوجد |
| Yeniden doğdum, gözlerim Kutsal Dünya'ya ve henüz gerçekleşmeyen vaade açıldı. | Open Subtitles | لقد ولدت من جديد وعيني فتحت على العالم المقدس وطبقاُ للوعد لما سيوجد |
| ertesi gün de işten erken ayrılıp gözlerim de seğirirken... buraya tekrar dönmek. | Open Subtitles | اترك عملي بالصباح باكراً وأتي إلى هنا كالعادة وعيني لا زالت مفتوحة |
| Arabayı ellerim olmadan ve gözlerim kapalı ve de anahtarları sallayarak sokaktan aşağı süremem, değil mi? | Open Subtitles | لن أستطيع أن أتجول في الشارع وأيديّ ليست على المِقوَد وعيني مغطاة والمفاتيح معلقة بيدي في هذه الحالة هل أستطيع أن أقود ؟ |
| Çekici gözlerim kapalı sallıyordum. | Open Subtitles | كنت سأستخدم المطرقه وعيني مغمضه |
| Hava çok güzel, rüzgâr serinletici. gözlerim üşüyor ve burada kimse yok. | Open Subtitles | الهواء رطب والرياح منعشة وعيني تريان روعة المكان... |
| gözlerim açık öldüm. Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | لقد قتلت وعيني مفتوحتين لقد حصلت سابقا |
| Sen benim kulaklarımsın Jamal ve gözlerim. Sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنت أذني وعيني يا جمال أنا أحتاجك |
| gözlerim kapalı şarkı söyledim. | Open Subtitles | كنت أغني وعيني مغلقة |
| Affedersin ama resmi olarak o benim hem gözüm hemde bebeğim. | Open Subtitles | المعذرة، رسيماً، إنه بؤبؤي أنا وعيني أنا |
| Onu oraya çalışmaya gönderdim. Benim gözüm ve kulağım oldu. | Open Subtitles | أرسلته ليعمل هناك، ليكون أُذني وعيني هناك |
| Lazerle ameliyat olan gözüm çok kötü oldu. | Open Subtitles | قبل 3 أشهر، لم نكن نعرف الفتاة حتّى وعيني المعدلة بالليزر، تُنقّط |