| -Karanlık ve gizemli efendim. | Open Subtitles | ـ مظلمة وغامضة يا سيدي ـ ألا تحب المفاجآت يا ـ بن ـ؟ |
| Beni görevden muaf tutan az bulunur ve gizemli bir becerim var. | Open Subtitles | عندي مهارة نادرة وغامضة وهى تمنعني من القيام بمهمات |
| - Karanlık ve gizemli, efendim. - Sürprizleri sevmez misin, Ben? | Open Subtitles | ـ مظلمة وغامضة يا سيدي ـ ألا تحب المفاجآت يا ـ بن ـ؟ |
| Görevden alınmış bir polisin arkadaşı gizemli ve kuşkulu bir biçimde öldürüldü. | Open Subtitles | شرطي موقوف وصديقه قتلا في ظروف مشبوهة وغامضة |
| Bu lanet olası esrarengiz adada 16 yıldan sonra, arkadaşının akıl sağlığının tam olarak yerinde olmayabileceğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل تعتقد بعد 16 سنه من العيش على جزيرة مريبة وغامضة صديقتك قد تكون غير عاقلة الى حد ما؟ |
| Bundan böyle, "Çok formda ve gizemliyim" modları yok. | Open Subtitles | لا مزيد من "أنا جميلة وغامضة للغاية." |
| Dünyadaki en inanılmaz ve gizemli hayvanlardır. | Open Subtitles | هي أكثر حيوانات مذهلة وغامضة على سطح الأرض |
| Esrarengizlik en basit gerçeğin bile olağanüstü ve gizemli görünmesine neden olur. | Open Subtitles | تتسبّب السريّة في جعل أبسط الحقائق تبدو عجيبة وغامضة |
| Cesur bir haberci olayları deşip, ne kadar ilgi çekici ve gizemli olduğumu öğrenebilir. | Open Subtitles | بعض مراسل مغامر وحفر حول ومعرفة أنها كما انها فضول وغامضة كما أنا |
| Ancak bugün, belki de eski filozoflarımıza bir övgü olarak şunu söyleyebiliriz ki eğer duygular kalplerimizde saklı değilse bile duygusal kalp biyolojik kalbin önüne geçiyor, hem de şaşırtıcı ve gizemli şekillerde. | TED | لكن يمكننا أن نقول اليوم، في قصيدة غنائية لأسلافنا من الفلاسفة، أنه وإن لم تكن العواطف مقرها قلوبنا، فإن القلب العاطفي يتداخل مع قرينه المادي، بكيفيات مدهشة وغامضة |
| Çok sayıda doktorun ortak çıkarımı ve benim de kalp uzmanı olarak geçirdiğim yaklaşık 20 seneden öğrendiğim, duygusal kalbin yolu, şaşırtıcı ve gizemli şekillerde biyolojik eşinin yoluyla kesişiyor. | TED | وما خلص إليه العديد من الأطباء هو ما استوعبته أنا أيضاً خلال عقدين تقريباً من حياتي كمتخصص بالقلب: القلب العاطفي يتداخل مع قرينه المادي، بكيفيات مدهشة وغامضة. |
| Sey olmadikca, özel ve gizemli bir... partikül olmadigi sürece... kütle nasil oluyor... | Open Subtitles | إلا إذا.. إلا إذا كانت هناك... جزيئات مميزه وغامضة... |
| Ukrayna Ulusal Kütüphanesi'ndeyiz.... {\fs28\cH46E9A3}Boris Glaskov davası hala çok ilginç ve gizemli. | Open Subtitles | الذي درس أسباب و ونتائج ظاهرة أكل لحوم البشر ان قضية السيد "بوريس جلاسكوف" لا تزال مهمة جداً وغامضة |
| Rosalee'yle Monroe'ya birlikte uzun, mutlu ve gizemli bir hayat dilemek istiyorum. | Open Subtitles | فقط أريد أن أتمنى (ل(روزلي) و (مونرو حياة طويلة, وسعيدة وغامضة معاً. |
| Cesur bir haberci olayları deşip, ne kadar ilgi çekici ve gizemli olduğumu öğrenebilir. | Open Subtitles | ومعرفة أنها كما فضول وغامضة كما أنا. |
| Bunlar gibi antika ve gizemli sihirler. | Open Subtitles | تعاويذ قديمة وغامضة .تماماً كهذه |
| Bilinmeyen ve gizemli yaratıklara bakın. | Open Subtitles | أنظر على مخلوقات مجهولة وغامضة. |
| Ben egzotik ve gizemli olmak isterim. | Open Subtitles | أريد ان أكون غريبة وغامضة. |
| Sen egzotik, gizemli ve tatlısın. | Open Subtitles | أنت كذلك. فأنت غريبة وغامضة ولطيفة. |
| Bu, benim kendimi tehlikeye atarak gizemli ve kudretli güçleri aktarmamı içeren saf bir süreçtir. | Open Subtitles | تتضمن قوى خارقة وغامضة ما يضعني في خطر |
| Hayır, onlar kafasında sert şapkalı bir kadın değil, garip, esrarengiz ve muhteşem bir kadın istiyorlar. | Open Subtitles | لا هم لايريدون فتاة محملة بالاعباء هم يريدون امرأة تكون قوية وغامضة ورائعة |
| Huysuz ve gizemliyim. | Open Subtitles | متقلبة المزاج وغامضة |