| Alınan yeni haberler doğrultusunda şerif ofisinin Şehir Mezarlığı'nda sabahın erken saatlerinde araştırma yapmaya başladığı bildirildi. | Open Subtitles | الكلمةَ لمديرِ الشرطة فى بدأَ التحقيق في وقت مبكر من هذا الصباح في مقبرة مقاطعة الأقبية والشاش الإفتتاحي حيث كان هناك دليل |
| sabahın erken saatlerinde Küresel Analitik Teknoloji şirketinden dört kişiyi almış sonra sessizlik. | Open Subtitles | و قد أقلَّت أربعة أشخاص من شركة (غلوبال أناليتيك) التقنية في وقت مبكر من هذا الصباح, ثم توقف اللاسلكي فجأة عن العمل |
| Çoğunuzun bildiği üzere, sabahın erken saatlerinde bayan Finch'in cesedini bulduk. | Open Subtitles | بما أن معضعكم يعلم بالفعل، في وقت مبكر من هذا الصباح إننا وجدنا جثة الآنسة (فينش). |