| Cildi tüm esnekliğini kaybetmiş. Elleri ve ayakları sertleşmiş. | Open Subtitles | جلده فقد كل المرونة ويداه وقدماه متحجرتان |
| Kulübe tavanındaki üfleçten sarkan ayakları, Bacakları gözümün önünde hâlâ. | Open Subtitles | كان يمكن رؤية سيقانه وقدماه تتدلى من المروحة فى داخل الكوخ |
| İçerideyse çifteyle göğsünden vurulmuş yaşlı bir adam vardı ve ayakları yanmıştı. | Open Subtitles | كان يوجد بالداخل رجل عجوز مشقوق الصدر بطلقة نارية، وقدماه محروقتان. |
| - Hayır, yardıma ihtiyacı olacak. Saatlerdir burada duruyor. Bacakları uyuşmuştur. | Open Subtitles | إنّه واقفٌ هنا مُنذ ساعاتٍ، وقدماه تخدّلتا. |
| O kan kaybediyor, sigara duyarlı. Bacakları ezilir. | Open Subtitles | إنّه لا يستجيب، يفقد الدماء، وقدماه مسحوقتان. |
| Buzdolabını açmaya çalışıyordu üstelik ayakları ıslakken. | Open Subtitles | أراد أن يفتح الثلاجة... وقدماه كانتا مبتلتان. |
| Ve ben bir kulumu sevdiğimde," buyurur Allah, "Onun gören gözleri olurum, işiten kulakları, tutan elleri, ve yürüyen ayakları, ve hisseden kalbi olurum." | TED | وعندما أحب عبدي "، يقول الله تعالى ، أصبحت العيون الذي أو التي ترى بهما ، الآذنان الذي هو أو هي تستمع بهما، يداه التي يبطش به أو بها، وقدماه التي يمشي أو تمشي بها ، وقلبه الذي أو التي تفهم به ". |
| - Elleri ayakları bağlı. | Open Subtitles | يداه وقدماه مقيدتان |
| Elleriyle ayakları minicikti. | Open Subtitles | ويداه وقدماه الصغيراتان |
| Kolları ve ayakları şişmiş ve kırmızıydı. | Open Subtitles | يداه وقدماه متورمتان وحمراوان |
| Ve ayakları, çok küçükler. | Open Subtitles | وقدماه صغيرتان |
| Sadece kafası değil, kol ve Bacakları da. | Open Subtitles | ليس في دماغه وحسب بل ذراعاه وقدماه أيضاً |
| İşte erkeğim ve Bacakları işlemiyor. | Open Subtitles | هذا رجلي وقدماه لاتعمل |