| Öyle düşünüyorsun çünkü sen büyük ve güçlüsün ve kaçıp saklandığımı görmek için robotlarımı parçalayabilirsin. | Open Subtitles | ...تظنين لأنك كبيرة وقوية ،وبإمكانك تدمير الآلي خاصتي ستجعلينني أتراجع خوفاً وأختبىء ؟ |
| Çok tatlısın. Seksisin. güçlüsün. | Open Subtitles | ويلاه، ذلك رائع، أنت لطيفة ومثيرة وقوية |
| Evren oluştuğunda doğdu, insanlığı ısıttı, ona ışık verdi, renkli ışınlar, titrek alevleri aydınlatıyor, parlak, güçlü ve göz alıcı. | TED | فقد وُلد عندما تم تشكيل الكون، البشرية الرقيقة، أعطته الضوء، وأشعة ملونة تنير وميض جمرة براقة وقوية ورائعة. |
| Ve bu, hayatın esnek ve güçlü olmasının önemli sebeplerinden bir tanesi -- ölçeklenebilirlik. | TED | وهذا واحد من الاسباب الرئيسية التي تجعل الحياة مرنة وقوية بتدرج |
| Ben sertim, güçlüyüm ve soğuk suda çırpınmayı severim. | Open Subtitles | أنا صلبة وقوية. وانا أود السباحة فى المياه المتجمدة |
| Çok hizli ve güçlüler. | Open Subtitles | انها سريعة ، وقوية لم يسبق لكم التعامل مع شيء مثلها |
| Hayır, istihbaratın sağlam olduğundan emin olmak benim sorumluğumdu. | Open Subtitles | لا، إنها مسئوليتى للتأكد أن المخابرات صحيحة وقوية |
| Muhammed'in eşi Hatice zengin ve güçlüydü. | Open Subtitles | زوجة النبى محمد كانت خديجة والتى كانت غنية وقوية |
| Heinz'in müşterilerinden biri. Büyük ve kuvvetli. | Open Subtitles | انها كانت زبونه لهاينز انها ضخمة وقوية. |
| Sevgilim, o kadar iri ve güçlüsün ki. | Open Subtitles | عزيزتي , انت كبيرة جدا وقوية |
| Tanrım, sen çok..iri..ve güçlüsün! | Open Subtitles | أنت، وإعادة كبيرة جدا وقوية. |
| Boğa kadar güçlüsün. | Open Subtitles | عضلات كبيرة وقوية مثل الثور |
| Çok memnun oldum. Öykü çok güçlü ve özgün değil miydi? | Open Subtitles | أكثر عظمة وقوية وقصة أصيلة ألا تعتقدين هذا |
| Yani, benim güçlü ve başarılı kariyeri olan bir kadın olduğumu biliyor ama asla bir kadın olduğumu da unutmuyor. | Open Subtitles | ..اقصد انه يعرف انني إمرأة ناجحة وقوية في مهنتي ولكنه لا ينسى ابدا انني فتاة ايضا .. |
| Anne, beni buraya getirdiğin için memnunum, ama, bir kadın için güçlü ve zeki olmak güzel olmaktan daha önemli değil midir? | Open Subtitles | أمي انا سعيدة لأنكِ اصطحبتني الى هنا لكن أليس من المهم للمرأة أن تكون ذكية وقوية بدلاً من أن تكون جميلة |
| Tabii ki hepimiz için oldukça edimsel ve güçlü bir deneyim oldu. | TED | وبالطبع، من الواضح، هذه خبرة عملية وقوية جدًا بالنسبة لنا جميعًا. |
| Olgun ve güçlü bir asmanın kökünü söktüğünüzde, kökün bazı parçaları toprakta kalır. | Open Subtitles | عندما تجتث كرمة عنب بالغة وقوية بعض بقايا الجذر يبقى في اﻷرض |
| Hızlıyım, güçlüyüm. | Open Subtitles | أنا سريعة. وقوية. |
| En çok fokları seviyorum. Hassas ve güçlüler. | Open Subtitles | الفقمات هي حيواناتي المفضلة حساسة وقوية في آن واحد |
| Oh, hormonları reddetme. Onlar gerçekler ve çok güçlüler. | Open Subtitles | لا تغفل أمر الهرمونات إنها حقيقية, وقوية التأثير |
| Ağzıma çaktın. Çok iyi, sağlam ve etkili bir şekilde. | Open Subtitles | لقد ضاجعت فمى، وضاجعته بطريقة جيدة وقوية |
| Ve o çok olgun, bütün ve güçlüydü. | Open Subtitles | وقد كانت وكانت راشدة ورصينة وقوية وكانت مضحكة |
| - O çok hızlı ve kuvvetli. | Open Subtitles | إنها فقط سريعة وقوية للغاية |