Sanki endişelenecek hiçbir şey yokmuş gibi kız kardeşinle ders çalışıyorsun. | Open Subtitles | تساعد اختك في حل واجبها وكأن ليس هناك ما تقلق بشأنه |
Kafa kıyak, içki içiyorsunuz. Sanki yarın yokmuş gibi umarsızsınız. | Open Subtitles | تنتشي، تشرب الجعع وكأن ليس هناك يوم غدٍ حافلٍ بالمهام. |
Bu yeni alan kodundan nefret ediyorum. Ezberleyecek bir sürü şeyim yokmuş gibi. | Open Subtitles | أمقت رمز المنطقة الجديد وكأن ليس لديّ ما يكفيني لأتذكره |
Bu işi, kaybedecek bir şeyimiz yokmuş gibi yapacağımızı söyledik. | Open Subtitles | قلنا بأننا سنلعب وكأن ليس لنا شيئ لنخسره |
O benim de dostum ama hiç duyguları ve sıcaklığı yokmuş gibi davranıyor kaybolmuş bir ruh gibi. | Open Subtitles | إنها صديقتي ولكنها تتصرف وكأن ليس لها عواطف أو مشاعر وكأن ليس لها روح |
Sanki burada orman dışında hiçbir şey yokmuş gibi. | Open Subtitles | .يبدو وكأن ليس هنالكَ شيئًا هنا عدا غابة كثيفة |
Washington yarınları yokmuş gibi oynuyor çünkü yok. | Open Subtitles | تماما, واشنطن يلعبون وكأن ليس لديهم غد... لأنه ليس لديهم... |
Sanki yeterince işim yokmuş gibi! - Bir parça çamur sadece. | Open Subtitles | وكأن ليس لدي عمل أخر - أنه القليل من الطين فقط - |
# Yarın yokmuş gibi bugün burada partide. # | Open Subtitles | ♪أنها هنا للحفله وكأن ليس هناك غداً ♪ |
Yani kimsenin bizim bu sinsi planımıza saygısı yokmuş gibi. | Open Subtitles | وكأن ليس لديهم غحترام لخطتنا المخادعة |
- Sanki bununla bir ilgin yokmuş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تتصرف وكأن ليس لك علاقة بهذا. |
Rober'i arayıp bir şey yokmuş gibi buluştum. | Open Subtitles | لذا اتصلت بـ (روبير) وقابلته وكأن ليس هناك شيء. |