Christine'in Kahire toplantısını hazırlıyorum da aklıma anlaşmayı garantileyecek bir fikir geldi. | Open Subtitles | أنا الإستعداد اجتماع القاهرة كريستين وكان لي الفكرة التي يمكن ابرام اتفاق. |
İngiliz Oksijen Şirketi'nden mühendislerle çok verimli bir toplantı geçirdim ve gözden geçirilmesi gereken epey bir veri var. | Open Subtitles | وكان لي لقاء مثمر جدا مع المهندسين من شركة الاكسجين البريطانية و, حسناً ، هناك الكثير من المعلومات القادمه |
Bay Keller sınav kağıdım hakkında bir şey soracaktım da. | Open Subtitles | السيد كيلر، وكان لي مجرد سؤال واحد سريع حول ورقتي. |
Ve onu Orta Doğu'da yabancı olmaktan çıkarıp başarının en üst noktasına doğru itmek gibi bir niyetim vardı. | TED | وكان لي كل النية في نقلهم من لاعبين جانبيين في الشرق الأوسط و دفعهم الى ترجيح كفة نجاحهم في منطقتنا. |
Amerika, 1995'lerden beri Mars'a 4 adet keşif aracı yerleştirdi ve ben onların üçünde çalışma şerefine nail oldum. | TED | وضعت الولايات المتحدة أربع مركبات متجوّلة على المريخ منذ منتصف التسعينات، وكان لي شرف العمل على ثلاث منهم. |
Kendime güvenim arttı ve çok etkileyici bir deneyimdi. | Open Subtitles | حيث شعرت بالثقة, وكان لي بعض التجارب المكثفة جداً. |
1979 yılında henüz 19 yaşındaydım, ve hiç bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | كنت في عام 1979 تسعة عشر عاما وكان لي شيئا |
Şehir merkezinde, Sean'la beraber bir partiye gitmek üzereydik. | Open Subtitles | 80 كتل وسط المدينة، وخمس رحلات تصل، شون وكان لي تقريبا في الحزب. |
Üniversitede bir erkek arkadaşım vardı ve sıkı biriydi. | Open Subtitles | وكان لي هذا الصديق في الكلية، وكان حقا شيء. |
Benden ayrılınca, onu tekrar kazanmak için bir plan yaptım. | Open Subtitles | عندما حطم معي، وكان لي هذه الخطة كلها للحصول عليه مرة أخرى. |
Helmut'un beni bir sapıklık girdabına soktuğu fikrine kapılmıştım. | Open Subtitles | وكان لي فكرة أن هيلموت لفتت لي في دوامة الانحراف |
Fikir değiştireceğini tahmin ettim, bu yüzden sana bir belge imzalattım. | Open Subtitles | كان لدي شعور كنت قد غيرت رأيك، وهذا هو السبب، إذا كنت تتذكر، وكان لي عليك التوقيع على وثيقة معينة. |
FUTBOL SAHASI Lisedeyken, tam buranın ortasında bir kızla seks yapmıştım. | Open Subtitles | أوه، في المدرسة الثانوية، وكان لي مرة واحدة الجنس مع حق الفتاة في منتصف؟ |
Meme filmi çekildi ve küçük olduğunu düşünüyorlar, bu iyi bir şey. | Open Subtitles | مجرد أن هناك خلايا السرطان وكان لي الماموجرام. انهم يعتقدون أنها صغيرة، وهي علامة جيدة. |
Bakın ona bir şey yapmadığımı söyledim. | Open Subtitles | نظرة، وأنا أقول لك، وكان لي شيء لتفعله حيال ذلك. |
Ve de annenin gerçekten farklı bir tarafını gördüm. | Open Subtitles | وكان لي الفرصة بأن أرى الجانب الآخر لأمك |
Yayıncım, imza turu için bir süredir peşimde. | Open Subtitles | وكان لي الناشر بعد لي لفترة من الوقت للقيام بجولة في كتاب. |
Aramızda bir bağ olduğunu biliyordum ama bu çok delice | Open Subtitles | مثل، كنت أعرف لك وكان لي اتصال، ولكن هذا مجنون! |
Günümüzde en gelişmiş transistörler 65 nanometre ve ben, Moore Yasasını 10 nanometrelere kadar devam ettirme güveni veren şirketlere yatırım yapma sevincine nail oldum. | TED | أحدث ترانزستورات موجودة اليوم هي 65 نانوميتر , و قد رأينا , وكان لي الشرف للاستثمار فيها , شركات أولتني ثقة كبيرة للعمل على إتساع مدي قانون مور على طول الطريق تقريبا الى مقياس عشرة نانوميتر . |