| -Tek yapmam gereken aklımı kullanmak. -Hiçbir teori yok, kanıt yok. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو أن أستعمل عقلى ليست هناك نظرية، ولا دليل |
| - Evi didik didik ettik. Olaylarla alakalı olduğunu gösteren bir kanıt yok. | Open Subtitles | بحثنا بالمنزل، ولا دليل يربطه بحالات الاختفاء. |
| DNA yok. kanıt yok. İpucu yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء هناك لا دي ان ايه, ولا إثبات, ولا دليل |
| Trenin ayarlarıyla oynandığını işaret eden hiçbir fiziksel delil bulamadılar. | Open Subtitles | لم يجدوا ولا دليل مادي مسؤول عن العبث بالجولة |
| Şikayetçi üç insan, sıfır sağlam delil ve bir miktar seyahat kaydı mı? | Open Subtitles | ثلاثة شكائين ولا دليل قاطع وبعض سجلات السفر؟ |
| Kız asla bulunamadı. Ceset yok, kanıt da yok. | Open Subtitles | لم نعثر على الفتاة قط لا جثة ولا دليل |
| Her şeyi ben yapmış olabilirdim. Yapmadığıma ilişkin bir kanıt da yok. | Open Subtitles | ولا دليل ينفي ذلك |
| Sakin ol, Pete. Uyuşturucuları yok ettik, yani kanıt yok. | Open Subtitles | اهدئي بيتي فقدنا المخدرات ولا دليل |
| İnanan bir sürü insan var, ortada kanıt yok. | Open Subtitles | يؤمن كثيرون بها، ولا دليل على وجودها. |
| Şaşılacak şey. Ceset yok. kanıt yok. | Open Subtitles | هذا مدهش لا جثة ولا دليل |
| Ufak tefek şeyler var ama bir tek kanıt yok. | Open Subtitles | ظنون وتوقعات ولا دليل |
| Ceset yoksa kanıt da yok işte. | Open Subtitles | لا جُثة ولا قبر، ولا دليل |