| Hiç bir zaman aynı yerde değilsiniz. yalnız değilsiniz. | Open Subtitles | ليستِ في المكان نفسه، ولستِ لوحدكِ |
| Bu özel bir parti. Davetli değilsiniz. | Open Subtitles | هذا احتفال خاص، ولستِ مدعوّة به |
| Siz de Bayan Carleton Random değilsiniz, çünkü onunla daha 10 dakika önce telefonla görüştüm. | Open Subtitles | "ولستِ السيدة "كارلتـون رانـدم .... لأننى تحدثت معها على الهاتف منذ 10 دقائق |
| Belki de bunu sağlamaya hazır değilsiniz. | Open Subtitles | ولستِ مستعدة لمنحها |
| Bunu olmaya da hazır değilsiniz. | Open Subtitles | ولستِ مستعدة لتكوني كذلك |