| Ama işte bu şekilde çalışır. | TED | ولكن ها هي الطريقة التي تعمل بها النفعية. |
| En büyük marka okullar genç yetişkinlerimizi istiyor, Ama işte iyi haber. | TED | المدارس الكبرى تطلب ذلك من شبابنا، ولكن ها هي الأخبار الجيدة. |
| Ama şu anda ikimiz de burada İngilizce konuşuyoruz. | Open Subtitles | ولكن ها نحن ذا، كلانا يتحدث الانجليزية |
| Kötü koşullarda karşılaştık ama bak... | Open Subtitles | إذا أنا سعيد حسنا إنها لظروف سيئة ولكن ها هي |
| Hayatım boyunca göreceğimi sanmazdım ama bakın ne oldu. | Open Subtitles | لم أظن أنني سأرى هذا في حياتي ولكن ها نحن |
| Sen de burada misafir ağırlayamazsın Ama buradasın işte. | Open Subtitles | وليس مسموح لكِ أن تحظي بصحبة هنا ولكن ها أنتِ هنا. |
| - İzliyorum. Bir zeytin alıyorum, şu bardağın içine atıyorum, Ama işte burada. | Open Subtitles | أخذ زيتونة وألقى بها فى تلك الكأس ولكن ها هى |
| Ama işte Florida. Gökyüzünde görebiliyorum! | Open Subtitles | ولكن ها هي فلوريدا, في السماء يمكنني رؤيتها |
| Bayan Weston sizi yarı yolda bıraktığı için atınızı suçluyordu Ama işte sağ salim buradasınız. | Open Subtitles | السيدة ويستن تلوم حصانك لوضعك في وسط حقل في مكان ما ولكن ها انتي, آمنة وسليمة |
| Buna pek inanmamıştım Ama işte buradasın. | Open Subtitles | أعني , انني لم اصدق الآمر ولكن ها انت ذا |
| Ama şu an güneşli birgün gibi karşımdasın. | Open Subtitles | ولكن ها أنتِ جميله كما اليوم المشمس |
| Bu üstlenme hakkının olmadığı bir çabaydı Ama şu an erzakımızın tükendiği bir yerdeyiz ve yakında düşmanımız kasabayı ele geçirip buradaki herkesi öldürecek. | Open Subtitles | محاولة لم يكن لديه الحق بفعلها ولكن ها نحن الآن، بمكان حيث ...فرغنا من الطعام، ويقترب عدو ليستولي على المدينة |
| Ama şu anda Maracaibo'dasın. | Open Subtitles | عن مكان وجود (بورتز) ولكن ها أنت في "ماركيبو" |
| Ailem DePaul'e giriş şansımın %10 olduğunu söylemişti ama bak buradayım. | Open Subtitles | والدي قالوا بأن فرصتي كانت 10% فقط للدخول إلى "دي بول" ولكن ها أنا "دي بول جامعة في شيكاغو" |
| Parti organizatörü göstericinin arabası bozuldu dedi ama bak sen buradasın. | Open Subtitles | بان سيارة الترفيهي تعطلت ولكن ها أنت ذا |
| Bu yaptığım için üzgünüm. ama bak, görevi tamamladık. | Open Subtitles | أعتذر بشأن هذا ولكن ها نحن ذا، انتهينا |
| Evan Lee için pek umutlu değildim ama bakın ne oldu. | Open Subtitles | لم أعلق أمالاً كبيرة على (إيفان لي) ولكن ها نحن أولاء |
| Ama buradasın. O da burada. | Open Subtitles | ولكن ها أنتِ هنا، وها هي هناك. |
| Ama buradasın işte. | Open Subtitles | ولكن ها أنتَ ذا |
| Ama buradasın. | Open Subtitles | ولكن ها أنت هنا. |