Ve burada bakmanızı istediğim şey, sağ üst köşedeki teleskop. | TED | وما أريد منكم أن تننظروا إليه هنا هو تلسكوب في الجانب الأيمن. |
Sizlere göstermek istediğim yenileyici tıpta biyoetkisiz malzeme almak fikrinden uzaklaştığımızdır. | TED | وما أريد أن أطلعكم عليه هو أنه في الطب التجديدي، قمنا بالابتعاد كثيراً عن هذه الفكرة أي استعمال مواد خاملة حيوياً. |
Ancak dikkatinizi çekmek istediğim şey Denizkızı Alayı değil, buradaki fotoğraflar. | TED | وما أريد أن أشد إنتباهكم له هو ليس مهرجان حورية البحر نفسه ، رغماً عن أنه ساحر، لكن عوضاً عن ذلك هذه الصور. |
Bugün size söylemek istediğim, sorunlarımız ne kadar gerçekse, çözümlerimizin de o kadar gerçek olduğudur. | TED | وما أريد أن أقوله لكم اليوم أنه رغم أن المشاكل حقيقية، فإن الحلول حقيقية أيضًا. |
İnsanlar bu iki şeyi de tahmin etmekte berbatlar, ve bugün sizlerle konuşmak istediğim konu bu. | TED | الناس فظيعون في تقدير هذه الأشياء، وما أريد أن أحدثكم به اليوم. |
Yapmak istediğim sizinle alakalı en klas bazı şeyleri paylaşmak. | TED | وما أريد فعله هو مشاركتكم بعض الإشياء الممتعه التي تحصل معكم |
Şimdi senden istediğim ise telefonu kaldırman ve şikayetini geri çekmen. | Open Subtitles | وما أريد منك أن تفعله الآن هو أن تحمل الهاتف وتسحب شكواك |
Ben gerçekten sade bir bilimciyim, klinisyen değilim, fakat , protez cihazlar üretme amacıyla bu aktivite dizileri hakkında öğrendiklerimi kullanmak için son bir buçuk sene içerisinde değişmeye başladım ve bu gün yapmak istediğim bunun bir örneğini size göstermek. | TED | في الحقيقة انا عالمة ولست بطبيبة .. ولكن في السنة والنصف الماضية بدأت أغير مجالي لكي أستخدم ما تعلمته عن تلك الشفرات من اجل تطوير الاجهزة الحسية المعطوبة وما أريد ان اريكم اياه اليوم هو مثال عن ذلك |
Ve bu gece yapmak istediğim şey sizinle konuşmak ve bu lütuflardan en az üçünün kesinlikle bir yarasa tarafından temsil edildiğini göstermektir, ve eğer yarasaları incelersek bu lütufları edinmeye daha da yaklaşacağız. | TED | وما أريد فعله الليله هو أن أتحدث معكم و أن أوضح لكم أن ثلاثة على الأقل من هذه النعم يمثلها الخفاش، و أنه اذا قمنا بدراسة الخفافيش سنقترب من الحصول على هذه النعم. |
Ve benim geleceğe bakışım, ve bu köpekle ilgili meselelerle ilgili yapmak istediğim insanları eğitmek ki bilirsiniz,kocanızın bile eğitilmasi kolaydır. | TED | ونظرتي إلي المستقبل هي، وما أريد فعله بتلك الأشياء المتعلقة بالكلاب، هو تعليم الناس أن زوجك في نفس درجة السهولة في التدريب. |
Ve şimdi yapmak istediğim de, yüksek hızda hikaye anlatımı, bu hikaye; rastgele gelişen iki projenin adaptasyon ve doğaçlama yoluyla nasıl evrimleştiği hakkında. | TED | وما أريد القيام به الآن هو عبارة عن رواية لقصة سريعة للحديث عن كيفية تطور إثنين من المشاريع عبر التكيف والإرتجال وصولاً إلى المصادفة في العالم |
Daha genel olarak yapmak istediğim, sizleri dünyamızdaki belirsizlik ve rastgelelik ve şansın yeri ve bizim buna nasıl tepki verdiğimiz, onu ne kadar iyi düşündüğümüz ya da düşünmediğimizi düşünmeye sevk etmek. | TED | وما أريد أن أفعله بصورة أعم هو جعلكم تفكرون بموقع الشك والعشوائية والصدفة في عالمنا، وكيف نتفاعل مع ذلك، ومدى حسن تفكيرنا أو عدم تفكيرنا به. |
Ve bugün sizlerle biraz olsun anlatmak istediğim şey gerçek manasıyla insanlar ve okyanuslar arasındaki bağlantıyı veya etkileşimi henüz alışılmamış yeni bir özelliği ile sizlere aktarmak. | TED | وما أريد أن أحدثكم قليلا عنه اليوم هو حقيقة تحويل العلاقة أو التفاعل بين البشر والمحيطات بإمكانات جديدة لم تصبح معتادة بعد |
Esas istediğim şey, dans etmek. | Open Subtitles | وما أريد عمله فعلا هو أن أرقـــص |
Sabah ilk iş yanıma gel sonra senden istediğim gökkuşağını yap ofisimde. | Open Subtitles | وما أريد منك هو إنشاء قوس قزح في مكتبي |
Bilmek istediğim şey ise, senin bundan haberin var mıydı? | Open Subtitles | وما أريد أن أعرفه الأن هل كنتَ تعرف؟ |
Şimdi bu görevimden azat edildim, Harvard İşletme'ye geri döndüm ve sizinle paylaşmak istediğim şey de o özgürlüğü ne kadar ileri taşıdığım, küçük adımlarla (Kahkahalar) ama yolda olduğumu söyleyebilirim. | TED | الآن تحررت من ذلك الالتزام، بعودتي إلى كلية إدارة الأعمال بهارفارد، وما أريد فعله هو مشاركتكم المدى الذي بلغته في نيل هذه الحرية، والذي كان تدريجيًّا، (ضحك) لكني ما زلت في طريقي. |
Size göstermek istediğim, aslında, son zamanlarda test etmekte olduğumuz bileşenlerinden bir tanesi -- ki bu bir güneş bacası -- şu anda New York'da çeşitli yerlere bunlardan 17 tane koyduk -- bu, havayı pasif olarak düzenlemektedir. | TED | وما أريد عرضه عليكم هو -- في الواقع هذا واحد من مكوناته قمنا مؤخرا باختباره -- وهو المدخنة الشمسية -- لقد حصلنا على 17 منهم وضعت الآن في جميع أنحاء نيويورك في هذه اللحظة -- وهي تسحب الهواء إلي أعلى بشكل معكوس. |