| Buradan hızlıca geçersek biraz daha teknik ve ilginç bir şey var. | TED | ننتقل بسرعة من هنا. إلى أمر تقنيّ ومثير للاهتمام أكثر. |
| Çok komik ve ilginç bulduğum başka birine devam edelim, çünkü bu kategorinin nasıl ortaya çıktığını bilmiyorum. | TED | لننتقل إلى أمر آخر أجده ممتع جداً ومثير للاهتمام. لأنّي لا أعلم كيف جاءت فكرة هذه الفئة. |
| Miranda, Ethan'ın film tutkusunun ona yeni ve ilginç bir deneyim yaşatacağını farketti. | Open Subtitles | ميراندا أدركت أن إيثان وأبوس]؛ [س] العاطفة للفيلم... ... قد اتخذت على تطور جديد ومثير للاهتمام. |
| Çok karmaşık ve ilginç birisi... | Open Subtitles | لديها تفكير معقّد، ومثير للاهتمام... |
| Seni çok gizemli... ve ilginç buluyorlar. | Open Subtitles | ومثير للاهتمام |