| Ve her sürümle, çocuklar neyin çalışıp neyin çalışmadığına dair geri bildirim aldılar. | TED | ومع كل نموذج، يتلقى الأطفال ردود أفعال فورية حول عملهم وما لم يعملوه. |
| Organizasyonel bir ortamda, bu, yeni davranış şekillerini gerektiriyor Ve her bir yeni davranış şekli de eskiden kalan bir şeyi geride bırakmayı. | TED | في الإطار التنظيمي، يتطلبُ هذا سلوكيات جديدة، ومع كل سلوك جديد يوجد هناك تخلي عن شي قديم كذلك. |
| Yalın ayaktılar Ve her bir adımda ayak parmakları, yüzlerce sineği kokuşmuş yığından savurarak çamura gömülüyordu. | TED | وكانا حافيي القدمين، ومع كل خطوة كانت أصابع أقدامهما تغوص في القمامة باعثةً مئات الذباب وقد تناثر من الكومة النتنة. |
| Boğuştuğum onca sorunun arasında, özgür kalabileceğim bir yere ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | ومع كل الهراء الحاصل في حياتي احتجت لمكان حيث أكون حرة |
| İster inan ister inanma, O gerçekten iyi bir dinleyici ve onca olanlardan sonra, birine açılmak benim için çok iyi oldu. | Open Subtitles | صدّق أو لا تصدّق، فهي مستمعة عظيمة ومع كل ما يحدث فقد كانت مخرج رائعا لي |
| Algoritmadaki her bir tekrarlamayla tekrarlamadaki miti öğrenirsiniz. | TED | ومع كل تكرار لتلك الخوارزمية, تتعلم تكرار الأسطورة. |
| Ve her ne zaman o evi düşünse endişelenirmiş. | Open Subtitles | .ومع كل ذلك الوقت فلد شعر بالحنين .لذلك المنزل |
| Ve her yenilgiyle, Japon ordusu daha çaresiz hale gelir. | Open Subtitles | ومع كل هزيمة جديدة يصبح الجيش الياباني أكثر وحشيةً |
| Ve her kulaç darbesiyle beraber havuz daha da kırmızılaştı ta ki sonunda açık kırmızı olana dek. | Open Subtitles | ومع كل ضربة على المياه في حوض السباحة أصبح أكثر احمرارا واحمرارا حتى أصبحت شديد الأحمرار في النهاية. |
| Hergülüşünde her okşayışında Ve her öpücükte yalan vardı. | Open Subtitles | كذبت مع كل ابتسامة مع كل مداعبة ومع كل قبلة |
| Ve her etkileşimde daha çok sırrı ortaya çıkacak. | Open Subtitles | سيكون هناك المزيد من الإختلاط. ومع كل اختلاط ستزيد معرفتي بالرجل. |
| Bu parazitler tahta kuruları gibi Ve her flashback, başka bir döşek. | Open Subtitles | هؤلاء الطفيلين كعث الفراش، ومع كل ذكرى هنالك مرتبة أخرى. |
| Saldırıların yarısından daha azı başarılı oluyor Ve her teşebbüste yavrular tecrübe kazanıyor. | Open Subtitles | أقل من نصف الهجمات ناجحة ومع كل محاولة، تصبح الجراء أكثر حكمه. |
| Öyle ki, bir tedarik zinciriyle çalışmam gerekli, ve bu teknolojilerle çalışmalıyım, Ve her zaman başka bir şeylerle de çalışmam gerekli, yani tavizler buna uymaya başlıyor. | TED | لذا يتوجب علي ان اتعامل مع خط الانتاج و مع التكنولوجيا ومع كل شيء في آن واحد مما يعني ان المهادنة تطرح نفسها منذ البداية |
| Karbon piyasaları hakkında kesinlikle söyleyeceğim bir şey, yeni yakalama tesislerinin yapılmasına izin vermeleri Ve her yakalama tesisi ile daha fazla şey öğrenmemiz. | TED | هناك شيءٌ إيحابيٌّ قطعًا سأقوله فيما يتعلّق بأسواق الكربون وهي أنّها تسمح ببناء مصانع جديدة لجمع الكربون، ومع كل مصنع نبنيه، نعرف أكثر عن هذا الموضوع. |
| Hakkımda bildiğin onca şeye rağmen bu söylediklerinin hoşuma gideceğini nerenden uydurdun? | Open Subtitles | ومع كل هذا أنت تعرفني جدياً مالذي يجعلك تعتقد بأنني سأستمتع مع هذه الأشياء التي قلتها للتو ؟ |
| Son zamanlarda olup biten onca şeyden ötürü bunu düşünmeye vaktin olmamış olabilir, çok doğal. | Open Subtitles | أجهل ما خطّطتيه، ومع كل ما حصل مؤخّرًا، سأتفهم إن لم تفكري بهِ من الأساس. |
| Yaşanan onca şeyden sonra geçmişi hatırlamak her geçen gün daha da zorlaşıyor. | Open Subtitles | ومع كل ما حدث أصبح أصعب فأصعب تذكر الماضي |
| Yaşadıkları onca şeyden sonra... sevdikleri tek şeyi de alacak mısın onlardan? | Open Subtitles | ومع كل ما يمرون به تريدين سلب ذلك منهم ايضًا؟ |