| Şimdi beyine geri dönüp soralım: Bu sinirsel kenetlenmeyi sağlayan nedir? | TED | والآن دعونا نرجع إلى الدماغ ونسأل: ما الذي يقود هذا التزامن العصبي؟ |
| Şimdi tüm bu bilgileri toparlayalım ve soralım: Bunu benim beynimden sizinkine bir anı transfer etmek için nasıl kullanabiliriz? | TED | الآن، دعونا نأخذ كل هذه المعلومات معاً، ونسأل: كيف يمكننا استخدامها لنقل ذاكرة لدي من دماغي إلى أدمغتكم. |
| Etrafa bir soralım. | Open Subtitles | أجل , علينا أن نسأل في الجوار نخرج من هنا ونسأل .. ا |
| Hadi, haritayı unut. Gördüğümüz ilk yerde durup sorarız. | Open Subtitles | تعال، ينسي الخريطة نحن سنتوقف ونسأل في الدرجة الأولى نرى |
| Herkese yürüyüşe falan çıktıklarında plaj topu büyüklüğünde gizemli bir küre görüp görmediklerini sorarız. | Open Subtitles | ونسأل ما اذا كان احدهم ذهب في نزهة وقد جلب معه جرم غريب بحجم كرة الشاطىء |
| Bilişsel testler yapıyoruz ve bakıcılarına günlük aktiviteleri konusunda sorular soruyoruz. | TED | حيث نختبرهم معرفياً، ونسأل مقدمي الرعاية المسؤولين عنهم عن أنشطتهم اليومية. |
| Evet ve nedenini sana göstereceğim. Gel. İnsanlara soralım. | Open Subtitles | نعم، وسأشرح لك ذلك دعنا نذهب ونسأل الناس |
| Hadi içeri girip birilerine kulübün yerini soralım hatta bir salkım da üzüm alalım. | Open Subtitles | لندخل فحسب, ونسأل أحد عن النادي, وربما نأخذ بعض العنب أنا أتضور جوعاً |
| Şu ürkütücü hana gidip yolu soralım. | Open Subtitles | لنذهب إلى هذه الحانة المخيفة ونسأل عن بعض الإتجاهات |
| Bu yüzden partiyi bozan insanlara dönüp şunu soralım: Einstein, neden sadece 30 yaşından önce yaratıcı olabileceğimizi söyleyen saçma bir açıklama yapmış? | TED | لذلك دعونا نعود إلى مفسد الحفلة ونسأل أنفسنا لماذا أدلى آينشتاين بهذا البيان السخيف؟ أنه قبل الثلاثين فقط يمكنك أن تكون مبدعًا؟ |
| - Bence gemiye baskın yapıp soralım. | Open Subtitles | أرى أن نداهم القارب ونسأل |
| Durup soralım bence. | Open Subtitles | يجب علينا أن نتوقف ونسأل |
| Onu bulup soralım. | Open Subtitles | دعونا العثور عليه ونسأل. |
| "Hadi Koçtaş'ı arayalım da silikon var mıymış diye soralım." olurdu. | Open Subtitles | "لنتصل بالمستودع ونسأل إن كان لديهم سد" |
| Yarın gidip annesine sorarız. | Open Subtitles | غداً سنذهب ونسأل والدتها |
| Gizlice girmiyoruz. İçeri giriyoruz. sorular soruyoruz. | Open Subtitles | نحن لن نقتحِم، سنذهب في سلامٍ، ونسأل بعض الأسئِلة. |
| Herkese son birkaç saatte sıradışı bir şeye şahit olup olmadıklarını soruyoruz. | Open Subtitles | ونسأل الجميع إذا كانوا قد شاهدوا أو سمعوا شيء مريب في الساعات القليلة الماضية |
| Neden biz softball sorularını bir kenara burakıp, gerçek bazı sorular sormuyoruz, olur mu? | Open Subtitles | لمَ لا نتوقف عن هذه الأسئلة المائعة ونسأل أسئلة حقيقية، حسناً؟ |