Robotların insanların işine mal olacağı konusunda ciddi bir korku var, bazı sektörler için bu doğru. | TED | حسنًا، هناك بالتأكيد خوف من أن الأنظمة الحاسوبية ستأخذ وظائف البشر، وهذا حقيقي في بعض القطاعات. |
bu doğru ama gerçeğin tamamı değil. | Open Subtitles | امراءة تحتاج ان تحب , وهذا حقيقي. |
Jai'yi kampa götürdüğünü söyledi ki bu doğru ama aynı anda orada başka işler de yapıyordu. | Open Subtitles | لقد قال بأنه اخذ "جاي" ليعسكر هناك وهذا حقيقي ولكنه كان يفعل اشياءاً اخرى هناك |
Bak neyin gerçek olduğunu biliyorum. Ve bu gerçek. | Open Subtitles | -أنا أعرف ما هو حقيقي ، وهذا حقيقي |
Kendimdeyim ve bu gerçek. | Open Subtitles | إني مستيقظ وهذا حقيقي |
Ve bu gerçek. | Open Subtitles | وهذا حقيقي |
Para her şey değildir, bu doğru. | Open Subtitles | ♪الماللا تحصلعلى كلشيء، وهذا حقيقي |
(Gülüşmeler) NJ: İşe yaradı ve bu doğru. | TED | (ضحك) نيوجيرسي : انها نجحت، وهذا حقيقي. |
Aranızdaki herkes Kelly'nin milyonda bir olduğunu düşünebilir, evet bu doğru, ama aynı zamanda değil, çünkü açıkça söylemek gerekirse, çünkü dünyada Kelly gibi milyarlarcası var. | Open Subtitles | الآن, الكثير من الناس يقولون " كيلي " واحد من مليون وهذا حقيقي, لكنه أيضاً ليس حقيقي لإنه, بصراحة, هناك حرفياً بلايين الناس |
bu doğru. | TED | وهذا حقيقي |
Ve bu gerçek. | Open Subtitles | وهذا... حقيقي |